AYM Başkanı Özkaya’dan bireysel başvuru için değişiklik sinyali

AYM Başkanı Özkaya’dan bireysel başvuru için değişiklik sinyali
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Özkaya, bireysel başvuruyla ilgili olarak, "Ülkemizde de sorun olarak görülen bazı durumlar için birtakım düzenlemeler düşünülebilir” dedi. Özkaya, yüksek yargı organları arasında hiyerarşik ilişki olmadığını söyledi.

Artı Gerçek - Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Kadir Özkaya, Yargıtay ve AYM arasında tutuklu milletvekili Can Atalay kararıyla ilgili yaşanan tartışmalara isim vermeden değindi.

Bireysel başvuruyu kabul eden bazı ülkelerde de tartışmaları yaşandığına, sıkıntıların ortaya çıktığına işaret eden Özkaya, “Dolayısıyla ülkemizde de sorun olarak görülen bazı durumlar için birtakım düzenlemeler düşünülebilir” dedi. Özkaya, "Anayasa’ya göre yasama, yürütme ve yargı organları arasında hiyerarşik bir ilişki olmadığı gibi yüksek yargı organları arasında da böyle bir ilişki yoktur" ifadesini de kullandı.

AYM’nin 62. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Yüce Divan Salonu'nda tören düzenlendi.

Törene; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaköse, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, YSK Başkanı Ahmet Yener, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Konseyi üyesi Cemil Çiçek, eski başbakan Binali Yıldırım, eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanları Mustafa Şentop ve Bülent Arınç ve AKP Şanlıurfa Milletvekili Bekir Bozdağ katıldı.

Törende, AYM Başkanı Kadir Özkaya, 62. yıl açış konuşması yaptı. Programda AYM’ye yeni atanan üye Prof. Dr. Ömer Çınar’ın yemin töreni de yapıldı.

Konuşmasında Anayasa Mahkemesi'ne dair de konuşan Özkaya şunları söyledi:

'BİREYSEL BAŞVURU CUMHURİYETİMİZİN HUKUK SİSTEMİMİZE İLİŞKİN EN BÜYÜK KAZANIMLARINDAN BİRİDİR'

"Anayasa’mız, AYM’ye diğerlerinin yanında bazı normların anayasaya uygunluğunu denetlemek ve bireysel başvuruları karara bağlamak görev ve yetkisini vermiştir. Türk yargı tarihinin en büyük reformlarından biri olan bireysel başvuru, yüz yıllık Cumhuriyetimizin hukuk sistemimize ilişkin en büyük kazanımlarından biridir. Bu kurumun kabul edilmesindeki amaç, anayasa koyucunun ifadesiyle ‘Bireylerin sahip oldukları temel hak ve özgürlüklerin daha iyi korunmasını sağlamak ve sorunu ülke sınırları içinde çözerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) yapılan başvuru sayısını azaltmaktır.’ AYM, bugüne kadar bireysel başvuru kapsamında yaşama hakkından ifade özgürlüğüne, mülkiyet hakkından örgütlenme özgürlüğüne hak ve özgürlüklerle ilgili olarak yüz binlerce karar vermiştir. Mahkememizin bireysel başvuruları karara bağladığı yaklaşık 12 yıllık süreçte, ülkemiz aleyhine AİHM'e yapılan başvurular önemli ölçüde azalmış bulunmaktadır.

'ÖNÜMÜZDE DERDEST HÂLDE 102 BİN BİREYSEL BAŞVURU BULUNMAKTADIR'

Mahkememize bugüne kadar toplam 601 bin bireysel başvuru yapılmış, bunların 500 bini yani yüzde 83'ü sonuçlandırılmıştır. 2023 yılında çıkan, işin gelen işi karşılama oranı yüzde 101 olarak gerçekleşmiştir.

Bununla birlikte bugün için önümüzde derdest hâlde yaklaşık 102 bin bireysel başvuru bulunmaktadır. Bugüne kadar makul sürede yargılanma hakkı hariç, karara bağlanan yaklaşık 355 bin başvurudan 16 bin 646'sında başvurucuların temel hak ve özgürlüklerinden en az birinin ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. 16 bin 646 ihlalin önemli bir kısmının da usul güvencelerinden kaynaklı ihlaller olduğunu gözettiğimizde ortaya çıkan esaslı ihlal oranının yaklaşık yüzde 3-3 buçuk rakamlarına denk geldiğini görüyoruz.

Sonuç olarak AYM, verdiği kararlarla adalet, hukukun üstünlüğü, temel hak ve hürriyetler gibi değerlerin gerçekleşmesine katkı yapmaktadır. Bu kararların, bireylerin adalet duygularını tatmin etmek suretiyle onların devlete ve hukuka olan güvenlerini artırdığına inanıyoruz.

'BİREYSEL BAŞVURU YOLUNUN MUTLAK GEREKLİLİĞİ KONUSUNDA TOPLUMUMUZDA ORTAK BİR KANAAT OLUŞMUŞTUR'

"Bu bağlamda ayrıca belirtmeliyim ki AYM’nin hak ve özgürlükleri sağlama bakımından, hayatın her alanına dokunan kararları arasında kamuoyunda tartışmaya konu olanı esasen çok az sayıdadır. Ve bireysel başvuruyu kabul eden bazı ülkelerde de tartışmaların yaşandığı, zaman zaman birtakım sorunların ortaya çıktığı, yaşanan veya yaşanılması muhtemel olan sorunların ortaya çıkmasının önlenmesi veya giderilmesi için bazı tedbirlerin alındığı müşahede edilmektedir.

Dolayısıyla ülkemizde de sorun olarak görülen bazı durumlar için birtakım düzenlemeler düşünülebilir.

Bununla birlikte zatıâlilerinizin de büyük katkısıyla hukuk sistemimize kazandırılmış olan bireysel başvuru yolunun bugünkü işlevselliğiyle mutlak gerekliliği konusunda toplumumuzda ortak bir kanaat oluşmuştur. Bu kanaatin de bir gereği olarak yapılabilecek anayasal veya yasal düzenlemelerde müessesenin bugünkü işlevselliğini kaybetmeden korunması gerektiğini düşünüyoruz. Zira yaklaşık 12 yılını geride bıraktığımız bireysel başvuru yolu, geldiğimiz nokta itibarıyla, birçok dertlinin derdine derman olmak suretiyle insan haklarına dayanan demokratik bir hukuk devleti olarak Cumhuriyet’imizin topluma dokunmasının, insanımızın temel haklara ilişkin sorunlarını çözmesinin bir aracı olarak kurumsallaşmış bulunmaktadır. Bu bağlamda ayrıca belirtmem gerekir ki Mahkememiz, bireysel başvuruyla birlikte Anayasa ile kendisine verilen tüm görevleri herhangi bir aksama olmadan Anayasa ve kanunlara uygun şekilde yerine getirmeye devam etmektedir."

'YASAMA, YÜRÜTME VE YARGI ORGANLARI ARASINDA HİYERARŞİK BİR İLİŞKİ OLMADIĞI GİBİ YÜKSEK YARGI ORGANLARI ARASINDA DA BÖYLE BİR İLİŞKİ YOKTUR'

Temel anayasal prensiplerden biri olan kuvvetler ayrılığı ilkesinde yer alan ‘ayrılık’, aslında büsbütün bir ayrışmadan ziyade, başta temel hak ve özgürlüklerin hayata geçirilmesi olmak üzere, devlete yüklenen görevlerin daha iyi yerine getirilmesi için işlerin anayasal organlar arasında bölünmesini ancak bunların tam bir uyum ve iş birliği içinde yerine getirilmesini ifade etmektedir.

Kuvvetler ayrılığı ilkesi, erklerin kendi anayasal sınırlarını aşmadan iş birliği içinde çalışmalarını gerektirmektedir. Anayasa’nın Başlangıç bölümünde de kuvvetler ayrılığının ‘medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu’ ifade edilmiştir. Dolayısıyla anayasa koyucunun anayasal organların kendilerine verilen görevleri yerine getirirken birbirleriyle işbirliği içinde, düzenli ve uyumlu çalışmalarını arzu ettiği görülmektedir. Anayasa’ya göre yasama, yürütme ve yargı organları arasında hiyerarşik bir ilişki olmadığı gibi yüksek yargı organları arasında da böyle bir ilişki yoktur. Her bir yüksek mahkeme, Anayasa ve kanunlarda kendilerine yüklenilen görevleri yapmakla mükelleftir. Her birinin görev ve yetkileri, işleyiş biçimleri, kararlarının nitelikleri Anayasa ve kanunlarda açık bir biçimde düzenlenmiştir. Her birinin görevlerini, Anayasa ve kanunlarda kendilerine verilen yetki çerçevesinde, Anayasa ve kanunlara uygun şekilde yerine getirecekleri tabiidir."

Başkan Özkaya’nın konuşmasının ardından AYM’nin yeni üyesi Prof. Dr. Ömer Çınar’ın özgeçmişi okundu. Çınar’ın kürsüde yemin metinin okumasının ardından Özkaya, Çınar’a kisvesini giydirdi.

Çınar törenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanına giderek kendisiyle selamlaştı. Çınar’ın çocukları Erdoğan’ın elini öptü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindeki heyetle birlikte AYM Başkanı ve üyeleriyle makam odasında bir süre sohbet etti. (ANKA)

Öne Çıkanlar