Alman basını: Putin'in amacı Erdoğan ile Esad arasında diyalog başlatmak

Alman basını: Putin'in amacı Erdoğan ile Esad arasında diyalog başlatmak
Soçi zirvesini yazan Alman basınına göre, Rusya'nın amacı Türkiye'nin Suriye ile diyaloğa başlaması: 'Hiç kuşkusuz Erdoğan ile Putin arasındaki uzlaşmanın en büyük kaybedeni Kürtler oldu.'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında dün Soçi'de yaklaşık altı saatlik bir görüşmenin ardından mutabakata varıldı. Mutabakata göre YPG Suriye sınırındaki 30 kilometrelik bölgeden çekilecek. Türkiye ve Rusya 10 kilometre derinlikte ortak devriyeye başlayacak. Zirveyi değerlendiren Alman basınında en öne çıkan yorum Die Welt’ten geldi. Gazete mutabakatla ilgili yorumunda; Rusya’nın Türkiye'yi Beşar Esad ile doğrudan temasa yönlendirmek istediğini kaleme aldı. 

"Erdoğan Esad'ı reddetme tutumunda devam ederse, bölgede daha da fazla tecrit olabilir. Putin tam da buna engel olmak istiyor. Çabası Türkiye'yi Esad ile diyaloga yönlendirerek Suriye'nin savaş sonrası düzenine dair Rus bakış açısını nihayet gerçekleştirmek" diye yazan gazete, şu değerlendirmeyi yaptı:

‘ESAD İLE ERDOĞAN ARASINDAKİ DOĞRUDAN TEMAS İÇİN ÖDENECEK BEDEL…’

"İranlılar da bunu destekliyor. Bunun için Moskova ve Tahran 1998 yılında imzalanan Adana Anlaşması'nı kullanıyor. O zamanlar Suriye ve Türkiye, daha önce Ankara'ya düşman olan Şam’ın PKK’ye desteği sonlandırması ve Türkiye'ye yönelik riski azaltmak için Suriye-Türkiye sınırında devriye görevi yapması konusunda uzlaşmıştı. Mevcut anlaşma Erdoğan açısından yeterli olmayabilir, bunu Ruslar da biliyor. O nedenle Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Adana Anlaşması'nın ‘düzeltilmesinin' mümkün olduğunu açıkladı. Ruslar açısından bu, Esad ile Erdoğan arasında doğrudan temas için ödenecek yüksek bir bedel değil. Ancak bunun için de Türkiye'nin Esad'a karşı silahlı muhalefete bir son vermesi şart. Oraya kadar da daha yürünecek çok yol var."

BERLİNER ZEİTUNG: KAYBEDEN KÜRTLER OLDU

Berliner Zeitung gazetesi de Soçi'de varılan mutabakattan Suriye'deki Kürtlerin kayıpla çıktığı görüşünü savunuyor:

"Hiç kuşkusuz Erdoğan ile Putin arasındaki uzlaşmanın en büyük kaybedenleri ülkenin kuzeyindeki Kürtler. Önce Türkiye'nin hücumu Amerikalılar tarafından yarı yolda bırakılan Kürt liderlerini, düşmanları Esad'dan geçen hafta silah yardımı istemek zorunda bıraktı. Şimdi de Ruslar ve Suriyeliler, geri çekilmelerini izleme yükümlülüğünü Türk düşmana taahhüt etti."

SZ, ALMAN BAKANIN ‘SURİYE’DE ULUSLARARAS GÜVENLİ BÖLGE’ ÖNERİSİNİ YAZDI: İHTİRASLI BİR PROGRAM

Alman basını Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer Suriye'de "uluslararası güvenli bölge" önerisini de sayfalarına taşıdı. Süddeutsche Zeitung Almanya Savunma Bakanı Kramp-Karrenbauer'in girişiminin cesur olduğunu ancak konunun gündeme getiriliş biçiminin hatalı olduğunu belirterek şunları yazdı:

"Dikkatli bir ifade kullanmak gerekirse, ihtiraslı bir program. Ama saygı duymak gerek: Annegret Kramp-Karrenbauer kim ki? Bakanlık görevinde 100 günü geride bırakmış değil, Hrıstiyan Demokrat Birlik (CDU) başkanlığını kendi yararına şimdiye kadar kullanamadı, dış politikada temel bilgileri sınırlı ve Angela Mserkel'in yardımı olmaksızın Putin ve Erdoğan ile bir şey elde etmesi de muhtemel değil. En yakın müttefikleri ikna etme konusunda siyasi bir hüner sergileyeceğinden, içeride koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti'yi nasıl tongaya düşürdüğüne bakıldığında biraz şüphe duymak gerekiyor. O nedenle Kramp-Karrenbauer'in değerlendirilmesi konusunda varılacak sonuç iki uç arasında, gösterilen cesaret ile izlenen yöntemdeki kabalık arasında gidip geliyor."

FAZ: MAAS RİSKSİZ BİR ŞEKİLDE ANKARA’YI KINAMIŞTI

DW Türkçe’nin aktardığı habere göre aynı konuda Frankfurter Allgemeine Zeitung'un yorumu ise şöyle:

"CDU şefinin girişimine verilen tepkilere bakılırsa Berlin'de çok sayıda siyasetçi samimi olmayan ifadelerle destek açıklamayı yeterli görüyor ama aynı zamanda bölgede düzen ve güvenliğe katkı sağlamanın ne ölçüde karmaşık ve zor (ve nahoş) olduğunu da vurguluyorlar. Tongaya düşürülen Dışişleri Bakanı Maas bile iç politikada nispeten risksiz bir biçimde Ankara'yı kınama tutumuyla sınırlı kaldı.  Ancak şimdi sadece Savunma Bakanı değil tüm hükümetin barış birliklerinin oluşturulması ve harekete geçirilmesi için somut öneriler yapmak zorunda. Tabi eğer Kramp-Karrenbauer'in Suriye krizine kurban gitmesi Berlin'de o kadar da trajik bir gelişme olarak değerlendirilmiyorsa."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar