Maçı kırk yıllık gazeteci dostumla seyrediyoruz. 50'nci dakikadaki pozisyondan sonra diyor ki, "Bursalı Zeki Müren'in babası Kaya Bey keresteciydi. Galatasaray'a Bursaspor'dan gelen Serdar'a da sormak isterim: Saçının doğal rengi mi yoksa kerestase mi kullanıyorsun?.."

Dedim ki, "Değerli ustam, ne demek istediğini gayet iyi anlıyorum ama Serdar ne yapsın?.."

Haksız mıyım sevgili Artıgerçek okurları? Fatih Terim'in kariyeri Hagi, Taffarel, Popescu'ya endeksli. O günler, kütüphanelerde, Kayzer Wilhelm'in hayat hikayesiyle yanyana, evde fazlalık yapmasın diye bağışlanan kitaplar rafında duruyor...

Neyse efendim, bizler tribünde kerestase mi daha iyi sonuç verir yoksa koleston mu derken, İstanbul'da üç gündür aralıklarla indiren sağanağın yeniden bastırmasıyla, Galatasaray da, Kanuni'nin vezirlerinden Güzelce Kasım Paşa'nın semtdaşlarının kalesine topları pıtır pıtır yuvarlamaya başladı...

General Kasım'ın mahallesi deyip geçmeyin. Orası aynı zamanda başkomutanımızın, dünya liderimizin serpildiği, bugünlere hazırlandığı mutena bir mekân. Üstün futbol zekâsını da, Yahya Kâhya sahasında, biz ağabeylerinin, "Hadi bakalım ufaklık; hatırın kalmasın. Topa iki de sen dokun" dememiz sayesinde edinmiştir. Onu da ifade etmiş olayım madem...

Şimdi diyeceksiniz ki, tek devre oynayarak lidere gol yağdıran takımın oyununa kerestaseyi merestaseyi falan neden karıştırıyorsun dayı?..

Efendim, yarın Şampiyonlar Ligi başlıyor. Siz siz olun, Galatasaray'dan da diğer takımlarımızdan da uluslararası başarı beklemeyin... Söylemekten dilimde tüy bitti: Ne zaman bir dolar bir lira olur, işte o zaman bir şey olur...

Zaten başlığımız da bu nedenle "Ayna"dır kurban.