İşxan Miroyev

İşxan Miroyev

Belarus’u kim kurtaracak?

Bitti, artık Belarus'lu kardeşlerimiz için sakin hayat son buldu.

Belarus’taki protesto eylemleri 3 haftasını geride bırakırken, Cumhurbaşkanı seçimlerinden bu yana, ‘beyaz meydan’ gerçekleştirme planını başarılamadığından söz edebiliriz. Aleksandr Lukaşenko Moskova’nın desteğini eline Kalaşnikof alıp muhalefete karşı güçlü pozu vererek konuşmaya devam ediyor. Tabi ki bu her şeyin bittiği anlamına gelmiyor. Hata Belarus için gerçek olumsuzluklar yeni başlıyor diyebiliriz.

Avrupa diplomasisinden sorumlu kişi olan Josep Borrell Belarus'un 'Venezuela senaryosu' gibi geliştiğini vurguladı ve - Maduro ile Lukaşenko tıpatıp aynı konumdalar. Onların seçilmelerinin yasallığını onaylamıyoruz dedi. Lukaşenko'nun onlarca yıldır yürüttüğü politik ve ekonomik modelin tümden iflas ettiğini kabul etmeliyiz. Geçmişte Lukaşenko Batı ve Rusya arasındaki çelişkilerin üzerine ticaret yapıyordu, şimdi ise Avrupa onu sadece Lahey Mahkmesi'ne bekliyor.

Venezuela senaryosu demek sürgünde alternatif bir devlet başkanının var olması demek, ki Belarus'a komşu ülke olan Litvanya’da bulunan Svetlana Tikhanovskaya'dır. 'Belarus ekonomik mucizesi' de iflasın eşliğindedir. ABD ve AB Minsk’ten petrol ve petrol ürünlerinin alımına ambargo uygulamaya başladıktan sonra Belarus'un bütçesi çökecek. Belarus'un dış ülkelerdeki kaynaklarına da el koyup, alternatif hükümeti de ''Başkan Tikhanovskaya'' ya verebilirler.              

Bitti, artık Belarus'lu kardeşlerimiz için sakin hayat son buldu. Ne Lukaşenko bundan sonra ne de Tikhanovskaya iktidara geldikten sonra halka verir. Muhalefet devlet mülkiyetini tamamen özeleştireceğini açıkça beyan ediyor ki bu da hemen toplum içindeki bölünmeye ve işsizliğin artmasına yol açar. AEB (Avrasya Ekonomik Birliği), BDT ve Birlik devleti kurumlarından çıkmak, Belarus'un ekonomisine vurulan son darbe olacak. Toplu Güvenlik Anlaşması Örgütü çerçevesinde yapılan anlaşmalardan çıkmak ve NATO’ya doğru yol almak Belarus'u Moskova’nın karşıtı haline getirecek. Belarusların hepsinin bu radikal değişikliklerden memnun olacağı beklenemez.  Bunun da ülkenin batı ve doğu bölgeleri arasındaki tarihi gerilimi tekrar canlandıracağı belli. Lukaşenko «çok boyutluluk» oyunuyla tek başına devletin başında kaldı. Şimdi bürokrasi ve istihbarata güvenemez. Beyaz-kırmızı-beyaz bayrağın altında toplanan çoğunluk ve Lukaşenko arasında şu anda polis özel kuvvetleri ve ordu var. Bundan sonra geçirdiği her gün barut fıçısı üstünde yakılmış mumla oturmak gibi olacak. Birbirini izleyen provokasyonlar serisi başlayacak, er ya da geç sistemin sağlamlık kapasitesi tükenecek.

Objektif olarak bakarsak ancak dost ülke olan Rusya, Belarus'u yavaşça 'Ukrayna' tarzına dönüşmekte olan 'Venezuela' tarzı bir senaryodan kurtarabilir. Birkaç ay öncesine kadar da en optimal olan yol vardı o da her iki ülkenin Rusya ve Belarus'un, bağımsızlıklarını koruyarak bir konfederasyon tarzı bir yapılanmaya gitmesi idi ama bu seçeneği Lukaşenkonun kendisi bozdu ve sabote etti. Politik başarısızlığından sonra ise risk artı ve olanaklar azaldı. Şimdi ise ancak yumuşak bir federasyondan söz edilebilir, ki bu adaletli bir durumdur. Çünkü Rusya, Belarus'u kendi bütçesinden besliyor.

Rusya bizzat Putin’in ağızından Belarus'ta yaşananara ilişkin tavrını belirledi. Belarus'un kendisi için kardeş ve birlik devleti olduğunu teyit etti. Avrupa Birliği'ne karışmaması ve kargaşa yaratmaması telkininde bulundu. Karışması durumunda Belarus'un yasal başkanının talebi üzerine kurulmuş olan güçlerin içeriye müdahale edeceğini ve bu sayede anayasal düzenin ve istikrarın korunacağını vurguladı.

Birkaç seçeneğin olduğundan söz edebiliriz. Birincisi, Belarus'un 6 ayrı bölgesinin eşit haklarla Rusya Federasyonu’na katılmaları. İkincisi ise ayrı bir Belarus federal bölgesinin oluşturulması. Üçüncüsü ve en esnek olan seçenek ise Beyaz Rusya’nın kendi başına, hiçbir federal bölgeye dahil olmadan, 'federal toprak' olarak kalması. Bu yeni hukuki bir kategori ve Rusya’nın son anayasal düzenlenmeleriyle de yasalaştı. Bu yasa çerçevesinde Minsk, Moskova’yla anlaşarak Birlik devleti olarak 'özel statü' elde edebilir.

Önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmeler bu seçeneklerden hangisinin daha ağır bastığını ortaya çıkaracak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İşxan Miroyev Arşivi