Beyazıt ve Halepçe'de yaşamını yitirenler anıldı: Saldırının ismi değişiyor ama baskılar değişmiyor

Beyazıt ve Halepçe'de yaşamını yitirenler anıldı: Saldırının ismi değişiyor ama baskılar değişmiyor
'Safımız, katliamlarla diz çöktüremedikleri 78 öğrenci hareketinin, Kürt halkının safıdır.'

Yağmur KAYA


ARTI GERÇEK- Gençlik Örgütleri ve 78'liler Girişimi, Beyazıt Katliamı ve Halepçe Katliamı yıldönümü dolayısıyla İstanbul Üniversitesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. 

Beyazıt Katliamı'nın üzerinden 43 yıl, Halepçe Katliamı'nın üzerinden ise 33 yıl geçtiğini ifade eden öğrenciler, katliamları ve katliamcıları unutmayacaklarını vurguladı. 

16 Mart 1978 tarihinde İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde silahlı ve bombalı saldırıda 7 öğrenci yaşamını yitirmiş, 41 öğrenci yaralanmıştı. Yine Irak Federe Kürdistan Bölgesi'nin İran sınırı yakınlarında bulunan Halepçe kentinde 16 Mart 1988'de Saddam rejimi tarafından gerçekleştirilen katliamda ise 12 bin kişi yaşamını yitirmişti. 

"16 Mart Beyazıt, Halepçe Katliamı'nı unutmayacağız, unutturmayacağız" yazılı pankartın yer aldığı açıklamada, "16 Mart'ı unutma", "Beyazıt faşizme mezar olacak" dövizleri taşındı. Öğrenciler ve eyleme katılanlar sık sık, "Katillerden hesabı gençlik soracak" sloganı attı.

Anmada, katliamda yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Ardından Beyazıt Marşı okundu. 

'78'DE HAK ARAMA MÜCADELESİNİ SİNDİRMEK İÇİN KATLİAMA BAŞVURDULAR'

İstanbul Üniversitesi Dayanışması adına konuşan Hivda Selen, 1978’de hak arama mücadelesini sindirmek için katliamlara, işkencelere başvuranları iyi tanıdıklarını ifade ederek, 16 Mart Beyazıt Katliamı’nı ve tarihin en kanlı gençlik katliamlarından biri olan Suruç Katliamı’nı unutamayacaklarını söyledi. 

Halepçe Katliamı'nda, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce insanın kimyasal silahla öldürüldüğünü ve Enfal Harekâtı süresince de 150 binden fazla Kürt'ün katledildiğini hatırlatan Selen, "Dün Halepçe’de Kürtleri kimyasallarla katledenleri, bugün kayyumlar atayarak Kürt halkının iradesini teslim almak isteyenlerden tanıyoruz. Tüm bu yaşanan katliamların tam da karşısında olduğumuzu belirtiyoruz. Safımız, katliamlarla diz çöktüremedikleri 78 öğrenci hareketinin, Kürt halkının safıdır. Bizler bu katliamları unutmuyoruz, affetmiyoruz" dedi. 

Katliamda yaşamını yitirenlerin isimlerini anmaya, düşlerine ortak olmaya devam edeceklerini söyleyen Selen, "Saldırıların ismi değişiyor, şiddeti değişiyor ancak öğrencilere ve bir bütün olarak ezilenlere yönelik baskı politikaları değişmiyor" dedi. 

Boğaziçi Üniversitesi protestoları sonrası tutuklanan öğrencilerin 17 Mart tarihinde Çağlayan Adliyesi'nde duruşmalarının olacağı bilgisini veren Selen, "Herkesi Doğu’ya, Selo’ya ve Boğaziçi direnişine sahip çıkmak için Çağlayan Adliyesi'ne bekliyoruz" dedi. 

Gençlik örgütleri adına basın açıklamasını okuyan Yaren Sarı Saltık, Halepçe ve Beyazıt Katliamlarının belleklerinden silinmeyeceğini söyledi. 

'BEYAZIT KATLİAMI GÖZ GÖRE GÖRE PLANLANDI'

Beyazıt ve Halepçe katliamlarında, sistemin insanlık dışı, kanlı yüzünü en açık bir şekilde gösterdiğini söyleyen Saltık, Beyazıt Katliamı'na ilişkin şunları söyledi: "Katliam göz göre göre planlanmıştı. Katliamdan günler önce faşist çete üyelerinin okulda bulunan üniversitelilere saldıracağı, saldırıyı da Zülküf İsot isimli bir faşist çete üyesinin gerçekleştireceği emniyetin istihbarat notlarında bulunmaktadır. Patlayıcıları temin ettiği ortaya çıkan Abdullah Çatlı ise hiçbir ceza almamıştır. Devlet, katliamı gerçekleştiren isimler apaçık bilinmesine rağmen hiçbir adım atmamış, katilleri korumuş ve cezasız bırakmıştır. Yıllardır süregelen bu 'üstü kapalı destek, gerçekleşen her katliamın önünü açmıştır. Bunu Suruç'ta, Ankara'da, Diyarbakır'da gördük, görmeye de devam ediyoruz."

'O GÜN DE KORKMADIK BUGÜN DE KORKMUYORUZ'

Beyazıt Katliamı'nın, katledilen öğrenciler şahsında büyüyen toplumsal mücadeleyi ve devrimci gençlik hareketini bastırmaya dönük bir baskı, korku atmosferi yaratma saldırısı olduğunu belirten Saltık, "Ancak başarılı olamadı. O gün de bugün de korkmadık, vazgeçmedik. Aradan 43 yıl geçmesine rağmen bizler her sene olduğu gibi yine alanlardayız, mücadeleyi yükseltmeye devam ediyoruz" dedi.

'KÜRT HALKI SAYISIZ ACIYA MARUZ KALDI'

Saltık, Halepçe'de yaşananları da hatırlatarak, "Aradan geçen 33 yılda Kürt halkı sayısız acıya ve katliama maruz bırakılmıştır. Devletler bugün de Ortadoğu'da sürdürdükleri kirli savaşlar ile bu insanlık suçuna devam etmektedir" diye konuştu.

Boğaziçi Üniversitesi'nde 'Kayyım Rektör' direnişinin devam ettiğini anımsatan Saltık, "Bu direnişler devletin baskı ve zorbalığı ile engellenmek isteniyor. Diyanet İşleri Başkanından İçişleri Bakanına, mafya çetelerine, havuz medyasıyla devlet saldırılarını öğrenci hareketine yöneltiyor. Bu saldırıları çaresizliklerini gün gibi ortaya çıkarıyor" dedi. 

Saltık son olarak, katliamlar düzeni olan kapitalizmi yıkmanın yolunun insanca ve onurlu bir yaşamın adımlarını atacak olan devrimi örgütlemekten geçtiğini söyledi. 

'ŞU AN HEPİMİZ ONLARLA AYNI YAŞTAYIZ'

Eylemde konuşan 78'liler Girişimi İstanbul Sözcüsü Yunus Bircan, "1978'den bu yana genç kalanları, hiç ölmeyenleri anarken, burada toplanan, bugünün üniversite öğrencilerine ve onların dönem arkadaşları olarak, bir kez daha yan yanayız. Şu anda hepimiz aynı yaştayız ve onların arkadaşlarıyız. Onları sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz" dedi. 

'KÜRTLERİN ÖZGÜRLÜKLERİNİ YOK SAYMAKTAN VAZGEÇİN'

Toplumun ayrıştırıldığı, etnik yapı, farklı inanış, ayrı düşünce üzerinden düşmanlaştırıldığı bir süreçte, öğrencilerin bir araya gelerek eylem yapmalarını kıymetli bulduklarını vurgulayan Bircan, Halepçe Katliamı'na ilişkin ise şunları söyledi: "1988'de Saddam yönetimi, Halepçe'de çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden binlerce Kürdü kimyasal silahlarla katletti. Ancak buna rağmen Kürt halkının mücadelesini engelleyemedi. Kendisi, katliamcı olarak tarihe geçti ve yok oldu gitti ama koca bir halk orada duruyor. Kürtlerin halk olmaktan gelen, en temel hak ve özgürlüklerini yok saymaktan vazgeçmek gerekiyor."

Öne Çıkanlar