Bir adımız kalmıştı silmediğiniz

Bir sonraki hedefi de Adalar'dan İstanbul'daki Rum ve Ermeni okullarına çevirmesi an meselesi olan Destici'ye de birinin 'yürü ya kulum' dediği belli.

Hafta Kadıköy Khalkedon Meydanı'ndaki Surp Takavor Ermeni Kilisesi'nin kapısının üzerindeki haçın etrafında tepinenlerin (dans eden) görüntüleri ile açıldı.

İçişleri Bakanlığı 'sözde' hemen harekete geçip içkili olduğu için dini mekana saygısızlık yaptıkları için 3 kişiyi gözaltına aldı sonra serbest bıraktı.

Yeniköy'deki kilisenin haçını gece vakti söküp de kameraya yakalanan zanlı gibi o da bırakıldı.

Sosyal medyada Kadıköy'deki Khalkedon Meydanı'nda olduğunu söyleyen Samsunsporlu bir gencin ifadeleri Türkiye'de son 20 yılda verilen 'tekçil' bencil ve 'Türk'çü zihniyetin yetiştirdiği neslin aynası gibiydi.

"Ne olacak eğlenmemize de mi izin yok" diyordu Mahir Can Tembih kendisine sorduğumda.

Eğlenmeye tabii ki izin vardı, ama dini ve kültürel değerlere saygısızca eğlenme iznini hangi eğitim sistemi zihninize sokmuştu.

Biz biliyorduk o izni kimin verdiğini.

Durumdan rahatsızlığını belirten, soruşturma açan ve gözaltına aldıktan sonra zanlıları serbest bırakan devlet mercileriydi o izni veren.

Oysa ne olurdu bir kez olsun böyle bir saldırıya en ağır cezayı verseler.

İbreti alem etmeyi çok seven devlet, bu durumu neden bir 'ibret' olarak kullanmıyor.

Çünkü o aslında başka birine aba altından sopa gösteriyor.

Zihinlerini doldurduğu gençlere "yapın bakın en fazla gözaltına alır bırakırız" derken. Ermenilere, Rumlara, Süryanilere, Yahudilere de bir kez daha 'Size bakışımız budur. Daha fazla da beklemeyin' diyor.

O yüzden Sedat Peker'in iddiaları ile koltuğu da kişiliği de inanılırlığını yitirmiş olan bakanlıklardan gelen "yanınızdayız" açıklamaları aslında tersten okunmalı.

Bakan söylese de adalet kovuşturmaz

Aynı bakanlık yetkilisi bir televizyon programında Sedat Peker'i itibarsızlaştırmak için Hrant Dink davasında sorumluların arkasında Özel Harp Dairesi'ni işaret edip Peker'e topu atmıştı.

Bu hafta Saray adaleti bu konuların da soruşturulmasına gerek olmadığını Dava'daki gerekçeli kararı açıkladı. Yani, Süleyman Soylu'nun, memleketin içişleri bakanının, iddialarının kovuşturmaya gerek olmadığını söyledi.

Ne demekti bu.

Siz yapın. Bakan açıklasa da biz Özel Harp'e dokunmayız.

Bu belirli çetelere doğrudan mesajdır.

'Size dokunmayacağız merak etmeyin' demektir.

Aynı kiliselere saldıranlar gibi. Adam öldürenlere de dokunulmuyor bu memlekette.

Dokunan yanar misali.

Laf olsun torba dolsun maksat Ermeniye Rum'a sataşmak olsun

Tüm bunlar olurken Galatasaray kafilesinin PCR testleri AB standartlarına uygun bulunmayıp da geri dönünce Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici topa girdi.

BBP bu boş durmaz. Her fırsatta Rum'a, Ermeni'ye, Yahudi'ye karşı bir sataşma yöntemi bulur. Perinçek ve partisi gibi.

Diyor ki BBP Genel Başkan'ı: "Adalardaki bütün kiliselerin ve azınlık kapılarının kapısında 'Rum' ibareleri var. Mütekabiliyet ilkesini işletelim ve buralardaki 'Rum' ibaresini kaldırıp Rum kökenli olanlar için Ortodoks okulu veya kilisesi; Ermeni kökenli olanlar için de Gregoryen Hristiyan ifadesini asalım"

Kendisinin ne tarihten ne Lozan'dan ne de mütekabiliyetten haberi olmadığı net. Baskın Oran Agos'a verdiği demeçte en güzel cevabı veriyor. Okumak isteyenler için buyrun linki.

Desticinin laf olsun torba dolsun, Maksat Rum'a Ermeni'ye sataşmak olsun maksadıyla bu açıklamayı yaptığı belli. AKP'nin söylem birliği içerisinde olduğu bu küçük partinin genel başkanın bu kadar bilinçsiz olması da cabası.

Kapılara Ortodoks yazsan, acaba kaç tane farklı Ortodoks olduğunu biliyor mu Destici. Ya da Gregoryen dese Protestan ve Katolik Ermenilere ne diyeceğini...

Tabii bunlar da oyunun bir parçası.

Bir sonraki hedefi de Adalar'dan İstanbul'daki Rum ve Ermeni okullarına çevirmesi an meselesi olan Destici'ye de birinin 'yürü ya kulum' dediği belli.

Zaten öğrenci sayıları giderek azalan 'azınlık' kodlu Ermeni okullarına rağbeti ve Hristiyanların Türkiye'den komple göçünü tetiklemek için böyle 'küçük' partilerin 'aklısız' açıklamaları sıkışmış, küçücük kalmış toplumları korkutmak için yeterlidir.

Destici de bunu biliyor.

Bildiği için de yapıyor.

Suç işliyor.

Biliyor ki sarayın adaleti arkasında.

Bu hafta son bir yılda Türkiye'deki Ermeni kiliselerine, manastırlarına yapılan saldırıları, definecilerin talanlarını derlediğimiz bir Gamurç programı hazırladık.

Pazar günü ARTI TV'den izleyebilirsiniz.

Orada da gördük ki talanın önü açık.

Nefret söylemi çoktan nefret suçuna dönüşmüş Türkiye'de.

Ermeni'ye, Süryani'ye, Rum'a, Yahudi'ye karşı işlenen her suç cezasız.

Bir yılda onarca talan haberi yapmış ajanslar. Bunlar işin görünen tarafı tabii.

Bir de görünmeyenleri var.

Aşağıda geçen 4 Nisan 2020'ye kadar sadece basında çıkan saldırı, tahrip haberlerini sizlerle paylaşıyorum. Bu haberlerin bu denli sıklaşmasının bir sebebi olmalı...

Kararı size bırakıyorum...

4 Nisan 2020

Van Gürpınar Surp Maryam Manastırı'nda tahribat

9 Mayıs 2020

Bakırköy'de kiliseye saldırı

29 Mayıs 2020

Üsküdar Surp Krikor Lusavoriç Kilisesine saldırı

Şüpheli adli kontrol şartıyla serbest

29 Mayıs 2020

Şırnak Andaç Köyü'ndeki kilise çöplük oldu

16 Haziran 2020

Şırnak'ta Onbudak Keldani Kilisesi tahrip edildi

5 Eylül 2020

Yeşilhisar'da Rum ve Ermeni kiliselerine saldırı

Freskelerin tamamı söküldü

26 Eylül 2020

Diyarbakır Surp Sarkis Kilisesi taşları çalındı

18 Ekim 2020

Dersim Ergen Kilisesi ve Mezarlığı talan edildi

21 Aralık 2020

Deprem'den zarar gören Soradir kilisesine ödenek yok. Yıkılıyor.

27 Ekim 2020

Mardin'de Süryani Kilisesi satılığa çıkarıldı

1 Kasım 2020

Urfa Germüş Kilisesi talan ediliyor

17 Ocak  2021

Bursa'da satılık Ermeni Protestan kilisesi

3 Ocak 2021

Silivri Germiyan Kilisesi'ni defineciler talan etti

Balıkesir'deki 250 yıllık şapel harabeye döndü

21 Ocak 2021

Kayseri'de kaya kiliseye defineci akını

23 Ocak 2021

Manastıra otopark alanı kararı

Süryani mezarlığı ve kiliseleri çalışma alanında kaldı

27 Şubat 2021

Yine bir satılık kilise

Bu kez Istanbul'da

8 Mayıs 2021

Sular çekildi tarihi kilise ortaya çıktı. Keban barajı altında kalan kilise sular çekilince ortaya çıktı. Şimdi defineciler doluşuyor.

13 Haziran 2021

Van'da Kantsak Köyü manastırı ahır oldu

26 Haziran 2021

Kayseri Tavlusun Surp Toros Kilisesi yok oluyor

26 Haziran 2021

İdil Süryani Kilisesi harabeye döndü

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aris Nalcı Arşivi