Bitcoin bilmecesi

Roubini'nin yazısını okuyunca insanın aklından ‘’Öyleyse Bitcoin neden var?’’ sorusu uyanıyor.

Son günlerin favori tartışma konularından birisi de Bitcoin ve diğer kripto paralar. ‘Dünyanın en zengin adamı’ Elon Musk'ın (açıkça manipülatif bir hareket ile) Twitter'dan 1.5 milyar dolarlık Bitcoin alımını ilan etmesiyle Bitcoin fiyatı 55 bin doları geçti. Şubat ayı içinde yüzde 60'a yakın değer kazanan Bitcoin’in toplam piyasa değeri 1 trilyon doları aştı. ABD Hazine Bakanı Janet Yellen’in ‘spekülatif bir varlık’ ilan etmesiyle biraz sarsılsa da yükseliş eğilimini korudu. Microsoft’un sahibi Bill Gates de Bitcoin almamaları için küçük yatırımcıları uyardı. Bir araştırmaya göre (DEF) Bitcoin kullanımında dünyada 4. Avrupa'da 1. sırada yer alan Türkiye'de ise sayısı sürekli artan yurttaşlar Bitcoin’in o ani yükselişlerinden birini yakalamak umuduyla küçük birikimlerini Bitcoin'e yatırıyorlar. Bitcoin takip ederek uykusuz geceler geçiriyorlar. Bitcoin’in bu iştah kabartan piyasa fiyatının nasıl oluştuğu ise adeta bir bilmece!

2008 Mortgage Krizi’ni önceden bilen ve bu sebeple ‘Kriz Kahini’ olarak anılan ABD'li iktisatçı Nouriel Roubini, Bitcoin'de oluşan spekülatif balona karşı uyardı. Financial Times'da yayınlanan yazısında Roubini, Bitcoin’i ‘hiçbir içsel değeri bulunmayan’ bir ‘spekülatif varlık köpüğü’ olarak tanımladı. Roubini’ye göre ‘Bitcoin ölçü birimi değildir, bölünebilirlik özelliği yoktur, değer biriktirme aracı da sayılamaz. Kripto paraları bir varlık sınıfı olarak kabul etmek dahi olanaksızdır. Çünkü hisse senetleri, tahviller, ticari gayrimenkuller size temettü, kira şeklinde gelir sağlarlar. İtibari paralar ise likidite unsurdurlar ve ödemeyi kolaylaştırırlar. Altın gelir getirmese de sanayide kullanılır... Kriptolar gelir, fayda, ödeme ve diğer hizmetleri sağlamazlar. Spekülatif varlık köpüğünden ibarettirler’’ ( Aktaran Hayri Kazanoğlu, BirGün, 23 02 2021)

Bitcoin'in mevcut fiyatının spekülatif olduğunu söylemekle, hiçbir değerinin olmadığını, salt spekülasyondan ibaret olduğunu hiçbir gerçek ekonomik/mali işleme sahip olmadığını öne sürmek farklı şeyler. Roubini'nin yazısını okuyunca insanın aklından ‘’Öyleyse Bitcoin neden var?’’ sorusu uyanıyor. Hiçbir ekonomik/ mavi işlevi olmayan ve ‘ içsel değeri sıfır’ olan bir varlık nasıl olur da yıllardır uluslararası ekonomide -üstelik devletlerin homurtusuna rağmen- istikrarlı bir biçimde yerini koruyabilir?

Roubini’nin savladığının aksine Bitcoin’in ‘içsel değeri’ sıfır değil. Bitcoin'e değerini kazandıran 3 unsurdan bahsedebiliriz. İlkin Bitcoin kendisi ile birlikte alternatif bir muhasebe ve ödeme sistemini getirmektedir (‘cüzdan’). Bu şifrelendirilmiş sistem sayesinde dünyanın her köşesinden ödeme alabilir ve gönderebilirsiniz. Bu ağ Bitcoin’in üzerinde yükseldiği somut temeli oluşturuyor. Bu ağ sayesinde kişiler ABD'nin sıkı kontrolü altındaki SWIFT sistemini ve herhangi bir devlete ait para birimlerini kullanmadan ödeme yapabilmektedir. Bitcoin’i var eden öncelikle bu kendine özgü muhasebe ve ödeme kanalıdır. Burada çok yoğun bir ‘birikmiş emeğin’ varlığını saptayabiliriz. İkinci olarak bu temel üzerinde her bir yeni Bitcoin, blockchain teknolojisi ile oldukça emek- yoğun bir üretim süreci ile imal ediliyor. Buna ‘veri madenciliği’ deniyor. Yeni bir Bitcoin elde etmenin bazen aylarca sürdüğü bu zorlu imalat süreci Bitcoin’i bu zahmete girmeden para ödeyerek almak isteyenlere de kabarık bir fatura çıkartıyor. Bitcoin sayısı arttıkça yeni Bitcoin yapmak daha da zorlaştığı için bu da faturayı kabartıyor. Oysa örneğin dijital doların kağıt dolardan ayrı kendine has bir imalat süreci yoktur. Dijital dolar basitçe kağıt doların bir yansımasıdır. Bitcoin ise kendine has bir yöntemle ‘yapılır’, bu da yoğun bir ‘katma emek’ ya da ‘canlı emek’ varlığına işaret etmektedir. Üçüncü olarak seri imalatı yapılamadığı ve üretimine belli bir sayı sınırı getirildiği için bu durum Bitcoin'e bir ‘kıtlık değeri’ vermektedir.

Böylece Bitcoin’in, belli, kendine has bir değeri olduğunu görüyoruz. Bu değişim değeri onun devletsiz bir ödeme aracı olarak kullanım değerinden ayrılamaz. Bitcoin’in hisse senetleri gibi sahibine, tasfiyeye katılma, kar payı alma, şirket genel kuruluna katılma hakkı sağlamadığını söylemenin de çok bir anlamı yoktur. Zira borsalardaki yatırımcıların çok büyük çoğunluğu kar payı vb. ile ilgilenmez, hisselerin fiyatındaki artıştan sermaye kazancı elde etmekle ilgilidirler. Aynı yatırımcıların aynı amaçla Bitcoin almasın da tuhaf olan nedir ki? 2008'den bu yana devam eden küresel kapitalist bunalımın pandemi ile birlikte pik yapması mali sermayenin spekülasyon iştahını kabarttı. 2020 yılında reel üretim, hizmetler ve ulaşım dibe vururken, borsalar yükselişini sürdürdü. Örneğin ABD ekonomisi daralırken pandemi döneminde S&P500 endeksinin 10 ayda %40 artması da spekülatif bir köpük değil midir? Küresel borç düzeyinin, küresel GSYH’nın 4,5 katına çıktığı (IIF) 2021 yılında finansal çöküş riski Bitcoin piyasası da dahil tüm finansal piyasalarda söz konusudur. ABD Hazinesi’nin ısrarla sadece Bitcoin üzerinde durması Amerikan dolarının finansal ayrıcalıklarını korumakla ilgilidir.

Bitcoin her ne kadar ilk manifestosunda kapitalist finansal bir alternatif oluşturma iddiası ile ortaya çıkmış olsa da bugün bu iddianın çok uzağındadır. Bitcoin piyasası da bugün tıpkı hisse senedi borsaları gibi küçük balıkları yutan köpek balıklarının av sahasıdır. Diğer yandan uluslararası mali sermaye, kripto para bazlı türev ürünler, Bitcoin’in Master Card ödeme sistemine dahil edilmesi gibi birçok biçimde Bitcoin ve kripto paraları içine doğru çekmektedir. Fakat Bütün bunlara rağmen milliyetsiz olması, üzerinde hiçbir devletin mührünü taşımaması şifreli yapısı gibi sebeplerle dünya finans sisteminin egemen'i ABD'yi rahatsız etmektedir. Aynı ABD, dolar kullanılarak yapılan her türlü işlemi (hangi ülkede yapılırsa yapılsın) ABD mahkemelerinde yargılamaktır. Keza sürekli sayısı ve türü artan yaptırımlarla Amerikan dolarının ‘ rezerv para’ statüsünü politik amaçlarla kullanmaktadır. Bu anlamıyla  Bitcoin’in ‘alternatif ödeme ve muhasebe sistemini’ ilgi çekici hale getirenin bizzat ABD olduğu da söylenebilir. Janet Yellen’in ABD tahvil fiyatlarını arttırması Bitcoin’in fiyatını düşürebilir ama Bitcoin ve diğer kripto paraları ortadan kaldırmayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi