Fenerbahçe’de ‘özür’ kabul olmaz…

Ve Mesut Özil… Tüm Türkiye’nin gözü üzerinde, merakla onu bekliyor ama Mesut dizilerde hafızasını kaybetmiş yıldızlar gibi.

Fenerbahçe’nin Avrupa maceralarını özleyip şampiyonluk kadar hedeflediği bir gerçek… Son dönemde kaybedilen puanlar, kırılganlık eşiği yüksek olan Sarı Lacivertlileri çok farklı bir noktaya taşıyınca Trabzonspor deplasmanı her yönüyle büyük önem kazanmıştı.

1-0’lık galibiyet Fenerbahçe için büyük önem taşıdı. Öncelikle zirveye tutunmaya devam ettiler. Sezon mücadelesini pamuk ipliği sağlamlığında sürdüren Sarı Lacivertliler, olası bir kopma durumunda Avrupa vizesi için olası rakiplerinden birinden de önemli bir galibiyet almış oldular. 

7 maçlık galibiyet serisi yakalayan Trabzonspor, son 10 maçında ise 28 puan toplayarak çıktı rakibinin karşısına. Böyle bir tablo ve son günlerin Fenerbahçe portresi aslında bir takımı motive etmeli ama kim ne derse desin… Trabzonspor, özellikle sahasında oynarken Fenerbahçe karşısında her daim strese giriyor, oyununu oynayamıyor. Bu kez de öyle oldu… Fenerbahçe’nin daimi kurtarıcısı Altay’ın adı bile sayılı geçti. 
Roller de değişmişti. Galatasaray, Göztepe maçlarında pozisyon bulamayan Fenerbahçe, bu kez kaleciye, Uğurcan’a takılan isimdi… 

Peki Fenerbahçe iyi mi oynadı? Bu galibiyetin arkası gelir mi?

Sarı Lacivertliler açısından önemli olan nokta bu…

Bir kere maç öncesi çıkan onbiri beğenen neredeyse yok gibiydi. Mert Hakan ve Sosa seçimleri, Caner’in İstanbul’da bırakılışının ardından Novak’ın yedekte kalıp devşirme geleneğiyle Szalai’nin sol bekte oynatılması… Gökhan’a şans verilmesi... Erol hocayı ateşe atmıştı. İlerleyen dakikalarda Thiam ve Sosa’ya gösterilen sabır suları ısıtırken imdata yetişen Pelkas’ın golü oldu…

İyi yönleri vardı Fenerbahçe’nin. Mesela Mert Hakan ilk kez vasatın üzerinde oynadı. Pelkas golü dışında da ne kadar önemli olduğunu sergiledi. Gökhan tecrübesiyle ayakta kaldı. Serdar – Tisserand ikilisi minimum hatayla oynarken Osayi enerji verdi sahaya. Girenlerin de positif katkıda bulunmasının yanı sıra Ferdi’nin goldeki payı, böyle genç ve yetenekli bir oyuncunun ayağa kalkması için bir adım olabilir!

Ve Mesut Özil… Tüm Türkiye’nin gözü üzerinde, merakla onu bekliyor ama Mesut dizilerde hafızasını kaybetmiş yıldızlar gibi. ‘Ben bu kadarım’ dercesine bir anlayışla sahada mücadele etmeye çalışıyor. Sanki geçmişle, yeteneğiyle bağlarını koparmış gibi… Birileri ona kim olduğunu, neler yapabileceğini hatırlatmalı…

Bu galibiyet sonrası Fenerbahçe’de yine hareketlilik başlar…

Malum bir kesim var… Son derece fanatik bir bakış açısını yitirmeden zafer şarkılarına başlarlar. Uyarıda bulunanlar, hatalardan söz edenler hain ilan edilir. Böyle de gider bir süreç. Bu kesim her an her şeyi unutup günlük yaşamayı tercih eder…
Bir de temkinliler var… Onlar beklemede. Bazı hatalar var Fenerbahçe’de, Samandıra’da…

Örneğin Caner’in kadroya alınmaması… Aynı gün, daha formayla tanışmayan İrfancan’ın Caner’le sosyal medyada fotoğrafını yayınlaması… 

Bu ve benzerleri görünmezden gelinip bir galibiyetle bayram havası esecekse… O zaman Fenerbahçe’yi yine zor günle bekler…
Şahsi düşüncemdir ki kadro kalitesi olarak Fenerbahçe ligdeki rakiplerinin üzerinde. Bu kalitenin bulunduğu yerle ilgisi olamaz, olmamalı. Ama Fenerbahçe zirveye tutunma uğraşı veriyorsa, bunda bir sıkıntı var demektir!

Türk insanı unutkandır…

Sağlık Bakanı cenazelerdeki kalabalıktan ötürü özür diler.. Unutulur…
Eğitim Bakanı okul açılış tarihini tutturamadığı için özür diler… Unutulur…
Ülkede onlara inanan, iktidarda tutan bir kesim halen mevcut…

Ama Fenerbahçe’de, büyük kulüplerde böyle olmuyor. Özür falan kimse dinlemiyor. Başaramayan alıyor çantasını, özür dileme fırsatı bile bulamadan gidiyor…

Fenerbahçe’nin bu geniş kadrosu hala istenilen yere gelememişse… Bir Trabzon galibiyetiyle her şeyi unutma gafletine düşecekse… Bu geniş kadro hala oturmamışsa…

Başkanından futbolcusuna… Hocasından malzemecisine… Kimsenin özür dileme şansı bile olmaz…
Bu nedenle hatalardan bir an önce arınıp doğruları bulmakta fayda var Fenerbahçe için…
Böyle camialar günlük yaşamamalı… Bu maddi gücüyle de Fenerbahçe artık yukarı doğru bir ivme yakalamalı…
Maçlık, günlük başarıyla yetinme, havaya girme sıkıntı oluyor zamanla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi