Halfeti'de işkence gören köylüler içeride, işkenceyi yapanlar dışarıda

Halfeti'de işkence gören köylüler içeride, işkenceyi yapanlar dışarıda
'Halfeti de işkenceler çocukların gözleri önünde yapıldı. İnsanlar artık kaba dayak yemenin işkence olmadığını düşünecek duruma gelmiş.'

Avukat Mehmet Ali Aslan, Halfeti'de 2 yıl önce köylülere işkence yapanların ifadelerine dahi başvurulmadığını belirtirken, İHD Urfa Şubesi Eşbaşkanı Mustafa Vefa, sistematik işkence ve cezasızlık politikasına dikkati çekti.

Urfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Dergili (Derto) Mahallesi’nde 18 Mayıs 2019 tarihinde HPG’lilerle polisler arasında çıkan çatışmada 1 polis ve 2 HPG’li hayatını kaybetmiş, olayla bağlantılı oldukları iddiasıyla gözaltına alınan 55 kişi, götürüldükleri Yaylak Jandarma Karakolu’nda ve Urfa TEM Şube’de elektrik vermeye varan işkencelere maruz kalmıştı. Üzerinden 2 yıl geçen ve kayıtlara "Halfeti işkencesi" olarak geçen olayda, Yaylak Jandarma Karakolu bahçesinde yüz üstü yatırılan yurttaşların sırtlarına postallarla basıldığı fotoğraf karesi basına yansımıştı. Yaylak Jandarma Karakolu bahçesindeki işkence, kötü muamele TEM Şubesi’nden devam etmiş, gözaltına alınan kişiler savcılıkta verdikleri ifadeler doğrultusunda karakolda tutuldukları süre boyunca elektrik, darp ve cinsel organlarını sıkma gibi insanlık dışı işkence ve muamelelere maruz kaldıklarını anlatmıştı.

Gözaltına alınan 55 kişiden 24 kişi hakkında işlem yapılırken, yürütülen soruşturma sonrasında 13 kişi tutuklandı. Farklı tarihlerde görülen duruşmalarda 5 kişi tahliye edilirken,  8 kişi ise hala tutuklu yargılanıyor. 

İşkence olayının yaşandığı dönemde kötü muamele, işkence-hak ihlallerinin tespiti ve raporlaştırılması amacıyla Urfa Barosu adına oluşturulan heyette yer alan İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa Şube Eşbaşkanı Mustafa Vefa ve işkence olayını ile ilgili hukuksal süreci takip eden Urfa Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Ali Aslan, olayın henüz davaya dönüşmemesini Mezopotmay Ajansı'ndan Emrullah Acar'a değerlendirdi. 

'JİTEM HESABI TARAFINDAN PAYLAŞILDI'  

İşkence anına dair fotoğrafın sanal medyada bir JİTEM hesabı tarafından paylaşıldığını belirten Vefa, "Bu fotoğraf üzerine avukatlar müvekkilleri ile görüştü ve işkenceye maruz kaldıkları tespit edildi. Karakolda başlayan TEM’de devam eden işkence olayını serbest bırakılan kişilerin beyanları ile daha iyi anlaşıldı. Serbest bırakılanlardan bazılarının elbiseleri kanlıydı, yüzleri morluklar içindeydi. Bir heyet oluşturup mağdurlar ile görüşmeler yaptık ve bunu raporladık" diye belirtti. 

CEZASIZLIK

İşkence olayı ile ilgili Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını söyleyen Vefa, "Türkiye’de cezasızlık bir politika haline dönüştürüldüğü için bu dosyada da karşımıza çıktı. Suç duyurusu ile beraber dosya açıldı. Talebimiz hem gözaltında olan hem de serbest bırakılan kişilerin Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi ve işkencenin boyutunun ortaya konulmasıydı. Bazı kişiler için talebimiz kabul edildi. Adli Tıp Kurumu’na giden kişilerin sonuçlarını henüz görmüş değiliz, çünkü raporlar dosya ya eklenerek bilirkişiye gönderildi. Bir yıldır İstanbul’da bekletiliyorlar" şeklinde konuştu.

'SİSTEMATİK İŞKENCE'
 
Mağdurların anlatımlarından yola çıkarak işkence yapan memurların tespit edilebileceğini ifade eden Vefa, Urfa’da uzun yıllardır "sistematik işkence" olduğunu sözlerine ekledi. Faillerin ortaya çıkarılmasından ısrarcı olacaklarının altını çizen Vefa, "Sistematik işkence ve kötü muamele engellenmezse bu artarak devam edecek. Aldığımız başvurularda asayiş, TEM, güvenlik şubesinde hala işkence olayları yaşanıyor. Herkes işkence ve kötü muameleye maruz kalabilir. Bir işkencenin boyutunu ve faillerinin ortaya çıkarılmasını engelleyen bir yargı mekanizmasına dahil olanlar ilerleyen yıllarda onlarda mağdur olabilecek durumda. Cezasızlık politikaları, sistematik işkenceyle sonuna kadar mücadele edeceğiz" diye konuştu. 

YARGI ZIRHI

Zaman zaman açıklanan insan hakları eylem planlarına değinen Vefa, bu planlamaların yerelde bir karşılığı olmadığını söyledi. Bölge illerinde kolluk güçlerinin denetlenmediğine dikkati çeken Vefa, "Kadınların cinsel işkenceye maruz kalıyor. Bunu engellemek zor değil. Yıllardır mağdurlar TEM şubenin ikinci katında yer alan bir odadan bahsediyor. Şimdiye kadar bütün suç duyurularına rağmen o oda da ne var bilmiyoruz. Bu iddiaların gerçek olup olmadığının araştırması dahi yapılmadı. Orada çalışanlar için bir yargı zırhı var. Kamera kayıtları olsa dahi yargı tarafından korunuyorlar" şeklinde konuştu. 
 
‘MÜCADELE EDECEĞİZ’

İnsan hakları örgütlerinin bölgede yapılan işkence olaylarına ilişkin "acil eylem planı"  yapması gerektiğinin altını çizen Vefa, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bağımsız ve şeffaf bir şekilde failler ortaya çıkarılmalı. Dosyalar zaman aşımına bırakılmamalı. İşkence mağdurlarında travma meydana geliyor ve bu travma iki yıl değil ömür boyu sürüyor. Halfeti de işkenceler çocukların gözleri önünde yapıldı. İnsanlar artık kaba dayak yemenin işkence olmadığını düşünecek duruma gelmiş. Cezasızlık insanlarda bir bıkkınlık yaratıyor. Bu topraklardan işkenceyi sökene kadar, cezasızlık bitene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz."  

GELİŞME YOK

Dosyanın hukuksal takibini yapan Urfa Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Ali Aslan ise, aradan geçen iki yıla rağmen dosya ile ilgili bir gelişmenin olmadığını söyledi. Dosya Savcısı’nın karakol ve TEM şubesindeki kayıtları bilirkişi diye işkencenin yaşandığı Jandarma karakolunda bulunan kişilere gönderdiğine dikkati çeken Aslan, "İşkencenin olup olmadığı işkence iddialarının geldiği yerden kişilere soruldu. Cevap verildi ve ‘hiçbir işkence izine rastlamadık’ denildi. Başsavcılığa yapılan itiraz ile görüntüler İstanbul Adli Tıpa gönderildi ve yaklaşık bir yıldır dosya İstanbul’da" diye konuştu.

'DOSYA İKİ SAVCI ARASINDA GİDİP GELİYOR'

Görüntülerin incelemesinin bitmesi ile işkencenin boyutunun açığa çıkacağını dile getiren Aslan, "Ciddi bir olay yaşandı ve bir an önce incelemelerin bitirilmesi gerekir. Görüntüler geldiği zaman bağımsız heyetlerden incelemelerini isteyeceğiz. Aradan iki yıl geçti hala ifadesi alınan kolluk gücü mensubu yok. Dosya iki savcı arasında gidip geliyor, kimse bakmak istemiyor. Avukatların talepleri geciktiriliyor, muhatap bulamıyorlar. Dosyanın davaya dönüşmemesi için ne gerekiyorsa yapılıyor. Dosyanın avukatları ve Urfa Barosu olarak işkence olayının peşini bırakmayacağız." 
 

 

Öne Çıkanlar