İdlib'e karşı Til Rifat ve Şehba pazarlığı mı yürütülüyor?

İdlib'e karşı Til Rifat ve Şehba pazarlığı mı yürütülüyor?
Gazeteci Nihat Kaya, Türkiye’nin İdlib karşılığında Til Rifat ve Şehba bölgelerini pazarlık konusu yaptığını, ancak bölgedeki konjonktürün eskisi gibi olmadığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD ve Rusya ziyaretlerinin ardından verdiği mesajlarda, Kuzey ve Doğu Suriye’yi hedef alan söylemlerde bulundu. Erdoğan’ın Rusya ziyaretinin hemen öncesinde Rus uçakları Türkiye konvoyu ve İdlib’de Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile birlikte hareket eden grupları bombalarken, Erdoğan’dan Kuzey ve Doğu Suriye’ye olası bir operasyona dair açıklama geldi. Erdoğan, Kuzey ve Doğu Suriye’ye dair bir soruya "Suriye'den Türkiye'ye yönelik terör saldırılar konusunda artık tahammülümüz kalmadı" derken, geçtiğimiz gün yaptığı bir açıklamada ise, "Mücadelemiz bundan sonraki süreçte çok daha farklı şekilde devam edecektir" ifadelerini kullandı.

Uzun zamandır bölgede yaşanan gelişmeleri yerinde takip eden gazeteci Nihat Kaya, Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük olası operasyon riskini, Erdoğan’ın açıklamalarını, bölgeye dönük ABD-Rusya-Şam rejiminin siyasetini ve bölgedeki askeri ve diplomatik gelişmeleri değerlendirdi. 

Somut olarak bir saldırı olmadığını, aksine bu açıklamalar ile paralel bölgede TSK’nin askeri hareketliliğinde durağan bir sürece girildiğini ifade eden Kaya, yapılan açıklamaların temel nedeninin ne olduğunun daha önemli olduğunu söyledi. Suriye ve Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu’nun tamamında taşların yerinden oynadığını kaydeden Kaya, bir saldırı ihtimali olup olmadığını söylemenin zor olduğunu dile getirdi.

SAVAŞ TERCİHİNİN NEDENLERİ

Kuzey ve Doğu Suriye’ye olası bir operasyon hevesinin birinci nedeninin ABD’nin Afganistan’dan çekilerek, ülkenin Taliban’ın kontrolüne girmesi olduğunu belirten Kaya, Taliban’ın kazanımlarının ABD için büyük bir yenilgi olduğunu ifade etti. Kaya, "Bunu sadece Taliban’ın kazandığı bir zafer olarak değil, bütün radikal islamcıların kazandığı bir zafer olarak görüyorlar. Bunun coşkusunu, heyecanını yaşıyorlar. 2019’da hatırlanacaktır; Baxoz’da DAİŞ yenildiği zaman o olumsuz ruh hali bütün radikal islamcıları etkilemişti. Şu an Afganistan’daki onlar açısından zafer, bütün herkesi etkilemiştir. Bu durum AKP-MHP iktidarını da etkilemiştir. Çünkü AKP, ideolojik köken olarak onlardan uzak değil" ifadelerini kullandı.

Türkiye’yi Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük bir operasyona iten ikinci nedenin yaşanan ekonomik, siyasal ve toplumsal kriz olduğunu kaydeden Kaya, toplumda dışa vuran memnuniyetsizliğin önünün alınmak istendiğini söyledi. AKP’nin yaşadığı düşüşü önlemenin yolunu dış düşman yaratmakta bulduğunu dile getiren Kaya, Kürt düşmanlığı üzerinden muhalefetin bastırılmak istendiğini söyledi. AKP’nin krizden çıkışın yolunu Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük bir operasyonda gördüğünü dile getiren Kaya, AKP-MHP’nin bu krizden başka bir şekilde çıkmasının mümkün olmadığını söyledi.

SAVAŞ EKONOMİSİ VE TALİBAN GÖRÜŞMELERİ

AKP’nin Efrin, Girêspî ve Serekanîye bölgesine dönük saldırıları sırasında bu hesaplarının tuttuğunu kaydeden Kaya, "Ama konjonktürel durum çok farklıydı. Türkiye’nin eli daha güçlüydü. Şu anda aynı durumda mı değil mi bunu tartmak gerekiyor. Bir de ekonomik olarak Türkiye bunu kaldırabilir mi?" diye sordu. Türkiye’nin Talibanlı Afganistan ile anlaşmak istemesinin temel nedenlerinden birinin savaşın ekonomik ayağını oluşturmak olduğuna dikkat çeken Kaya, Kabil Havaalanı ile amaçlananın savaş ekonomisini oluşturacak olan Venezuela’dan getirilecek uyuşturucu için transit bir yol yapmak olduğuna vurgu yaptı.

Kaya, Türkiye’nin SADAT ve MİT üzerinden savaşın askeri boyutunu kurduğunu, diplomasi ayağının ise mültecilerin tehdit olarak kullanılması ile oluşturulduğunu söyledi. Ancak Türkiye’nin savaşın ekonomik ayağını oluşturamadığını dile getiren Kaya, ekonomik ayağının oluşturulamaması durumunda diğer hazırlıkların çökeceğini, bu nedenle Taliban ile yakınlaştığını ifade etti. "Kabil Havaalanını alması durumunda Türkiye bölgede yaymak istediği o savaşın ekonomik ayağını uyuşturucu ile sağlayacak. Şu an Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de bir savaş geliştirememesinin önündeki en büyük engel ekonomik ayağını hala oluşturabilmiş değil. Bundan dolayı bir çekimserlik durumu var" dedi.

KONJONKTÜR UYGUN DEĞİL

Kaya, ABD-Türkiye ilişkilerinin eskisi gibi olmadığına dikkat çekerek, Donald Trump döneminde Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ile ABD siyasetinin Türkiye’ye yakın duracak şekilde geliştiğini hatırlattı. Kaya, GirêSpî ve Serekanî’ye dönük saldırıların bunun sonucunda ortaya çıktığına dikkat çekti. ABD’nin Biden dönemi ile birlikte James Jeffrey’in bölgede yürüttüğü siyasetten uzaklaştığını ifade eden Kaya, "Rusya da benzer bir güven kırılması yaşadı. Trump’tan sonra AKP-MHP hükümeti ABD’ye döndü. İşleri ABD ile yürütebileceği algısına döndü. Bu Rusya’yı rahatsız eden bir durum oldu ki; Libya’da Rusya’ya karşı savaştırılan güç Türkiye adı altında NATO’ydu. Bu nedenle güvenmiyor" dedi. Türkiye’nin İdlib’te Rusya ile çete grupları arasında durduğunu, sözlerini de yerine getirmediğini kaydeden Kaya, "AKP-MHP hükümeti içerde çok sıkışmış, bunu atlatmak için dışarıya dönük bir saldırı yapma ihtiyacı duyuyor. Ama konjonktür buna uygun değil. Türkiye’nin aleyhine dahi dönebilecek ciddi sorunlar çıkabilir" ifadelerinde bulundu. 

ABD’SİZ PLAN YAPILIYOR

ABD Başkanı Biden’ın Türkiye’nin bölgedeki tehditlerine dair açıklamalarının önemli olduğunu ifade eden Kaya, Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminin de yoğun bir diplomasi trafiği geliştirdiğini belirtti. Son zamanlarda ABD-Rusya ve Fransa başta olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye heyetlerinin önemli görüşmeler yaptığını belirten Kaya, askeri olarak da yapılan hazırlıkları "QSD Türkiye sınırının 30 kilometre kadar gerisine çekildi. Ama herhangi bir saldırı olması durumunda da tekrar geri gitmeyeceğiz demiyor. ‘Herhangi bir saldırı olursa yeniden bu bölgeleri doldururuz’ diyor ve geçmişte yapılan hataları tekrarlamayacağını söylüyor. O dönem yapılan hata neydi? ABD’ye çok güvendi. Bundan dolayı ABD’nin geri çekilmiş olması psikolojik olarak ciddi bir şeye neden oldu. Askerin geri cephesinin bir anda boşalmasına ve dağılmaya neden oldu. Şu an ABD’siz plan yapılıyor. ABD olmasa nasıl bir savaş olabilir. Bu çerçevede bir savaş taktiği yürütülmeye çalışılıyor. Kendilerini bir savaşa göre hazırlıyorlar diyebiliriz" diye konuştu.

İDLİB’E KARŞILIK TIL RIFAT VE ŞEHBA 

Kaya’ya göre; Türkiye daha çok İdlib karşılığında Til Rifat ya da Şehba bölgesini istiyor. Türkiye’nin bu bölgeleri istemesinin altında da Kürt fobisinin yattığını dile getiren Kaya, bu bölgelerin stratejik olarak da önemli olduğuna dikkat çekerek, "Şehba ve Til Rifat’ın Türkiye tarafından alınması demek Halep’in kuşatılması demektir. Halep’in kuzeyini ele geçirmek demektir. Bunun yanı sıra o bölgenin alınması demek NublZehra denilen sanayi alanı ile Halep’in kuzeyindeki sanayi bölgesinin Türkiye ile kuşatılması anlamına geliyor ki; o bölge İran’ın denetiminde olan bir bölge. Böyle bir denklemde sorun Rusya değil. İran devreye giriyor. İran’ın etkisini kırmaya dönük bir şeye dönüşecektir ki; İran bunu kabul etmeyecektir. Çünkü kendisi kuşatılmış olacak. Bir taraftan İsrail bombalıyor ama Türkiye’nin de kuşatması İran’ı rahatsız edecektir. Rusya ile Türkiye arasında çözülecek bir durum değil. Türkiye M4 Karayoluna karşı böyle bir pazarlığın içine girmiş. Bu durumda da İran faktörü devreye girdiği için ciddi bir sonuç alamıyorlar" değerlendirmesinde bulundu. 

TÜRKİYE’YE MESAJ

Türkiye’den giden askeri konvoyların özellikle Serakib bölgesine yerleştiğini kaydeden Kaya, Rusya’nın son dönemlerde Türkiye askeri konvoyuna dönük saldırılarında amacın M4 yolu ile M5 karayolunun birleştiği kavşağı korumak olduğunu söyledi. Türkiye ve Suriye ordusunun karşılıklı karakollar kurduğunu ifade eden Kaya, "Aksi halde Şam’a giden yol kapanacak" diye belirtti. Türkiye’nin rejim güçleri ile İdlib’teki gruplar arasında durduğunu belirten Kaya, Türkiye’nin karakollarının güvenliğini de grupların sağladığını ifade etti. Türkiye askeri ile çete gruplarının iç içe olduğunu dile getiren Kaya, Soçi görüşmeleri öncesi Türkiye askerinin Rusya tarafından vurulmasının Erdoğan’a mesaj olduğunu ifade etti.

‘TÜRKİYE’NİN ALEYHİNE DÖNEBİLİR’

Önümüzdeki günlerde bölgede askeri hazırlıklar olduğunu ancak durağan bir dönem öngördüğünü söyleyen Kaya, değerlendirmesini şöyle noktaladı: "Çok riskli bir dönem. Her an Türkiye’nin aleyhine de dönebilir. Suriye rejiminin saldırması durumunda o da olabilir. Biraz daha bu diplomatik ilişkilerin oturması gerekiyor. Bir süre daha böyle gider. Ama en sonunda savaş patlak verecektir. Çünkü netleşmesi gereken noktada yine savaş devreye girecektir. Ama şu bunu demek için erken. Erdoğan biraz daha blöf yapmak, kendi lehine çevirmek için böyle söylemler kullanıyor. Hava saldırıları yapabilir ama 2019’daki saldırılarına benzeyen saldırılar Türkiye açısından zor. Ama tam tersine sular İdlib için ısınabilir, çünkü ciddi bir gerginlik var. Türkiye’nin yerine getirmediği sözler var. Ben İdlib’de çatışmaların ısınacağını düşünüyorum." (MA / Ahmet Kanbal)

Öne Çıkanlar