Fatih Özatay: Merkez Bankasının %18 hatası ve dört nedeni

Fatih Özatay: Merkez Bankasının %18 hatası ve dört nedeni
'Türkiye’ye ilişkin risk algılamasını kalıcı biçimde düşürecek bir program gerekiyor.'

Ekonomist Fatih Özatay, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) 23 Eylül'de Para Politikası Kurulu (PPK) kararı açıklaması üzerine bir yazı kaleme aldı. Merkez Bankası'na uyarılarda bulunan Özatay,  "Hazır yeni yıl yaklaşıyorken böyle kapsamlı bir politika metni yararlı olabilir. Yoksa bir o tarafa bir bu tarafa yalpalayarak para politikası yapılmaz. Yapılır da sonuç bugünden farklı olmaz." dedi.

Özatay'ın Yetkin Report'ta "Merkez Bankasının %18 hatası ve dört nedeni" başlığıyla yayımlanan bugünkü yazısının bir kısmı şöyle:

...

PPK’nın %18 kararından hemen sonra lira önemli ölçüde değer yitirdi. Kısacası, enflasyonla mücadele etmesi gereken TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun "çekirdek enflasyondan" söz etmesi, enflasyonun biraz daha yükselmesine yol açacak kur baskısı oluşturdu.

MERKEZ YAKINDA %18 FAİZİ YENİDEN YÜKSELTEBİLİR

Altı çekirdek enflasyon göstergesi bulunuyor. Bunlardan sadece bir tanesi %18’in altında. Farklı bir ifadeyle, önce ‘faizi enflasyonun üzerinde tutacağım’, sonra da ‘enflasyon olarak çekirdek enflasyona odaklanacağım’ demesine rağmen 5 çekirdek enflasyon göstergesi %18’in üzerinde.

Bundan sonra ne olacağı belli. Kur artışı baskısı sürecek. Bu yeni bir enflasyon dalgası yaratacak. Bir süre sonra TCMB yeniden faiz artırmak zorunda kalabilir, artan enflasyondan çok kur baskısını göğüsleyebilmek için. Umarım Türkiye’ye ilişkin risk algılamasının yüksek olmasının nedenlerinden biri olan döviz rezervlerimizin düzeyini daha da düşürecek maceralara girilmez.

İşin en ilginç kısmı şu: Para politikasının olumlu yönde ekonomiye bir katkı vermesi için politika faizine doğru yönde yapılacak dokunuşlar bile artık hiç mi hiç yeterli değil. Birkaç nedenle. Birincisi, önemli ekonomik sorunlar var ve bunları sadece para politikası ile çözmek mümkün değil. Türkiye’ye ilişkin risk algılamasını kalıcı biçimde düşürecek bir program gerekiyor. Son yazımda böyle bir programın içermesi gereken asgari unsurları tartışmıştım. İkincisi, TCMB bir enflasyonu ön plana çıkarıyor bir cari açığı. Bundan önceki iki PPK kararında da cari işlemlere özel bir ağırlık vermişti. Hatta daha ilerisine de geçip bir de cari işlemler dengesinin yılın ikinci yarısında fazla vereceği tahmininde bulunmuştu.

HEDEF CARİ İŞLEMLER DEĞİL ENFLASYON OLMALI 

Dolayısıyla, hangi makro değişkene odaklanıyorsa onu apaçık belirtmesi gerekiyor. Cari açıksa cari açık, enflasyonsa enflasyon, her ikisiyse her ikisi; nedenlerini ikna edici bir biçimde açıklayan temel bir politika metnine ihtiyaç var. Bu çerçevede, hangi politika araçlarının kullanılacağı da metinde yer almalı. Bana sorarsanız cari işlemler dengesi üzerine bir hedef koymak doğru bir para politikası değil. Hedef yine enflasyon olmalı ama %5 hedefini daha gerçekçi hale getirmeli. Ama önemli olan benim ne düşündüğüm değil. Para politikasının hiç olmazsa içinde bulunduğu karmaşadan çıkması. Hazır yeni yıl yaklaşıyorken böyle kapsamlı bir politika metni yararlı olabilir. Yoksa bir o tarafa bir bu tarafa yalpalayarak para politikası yapılmaz. Yapılır da sonuç bugünden farklı olmaz.

Öne Çıkanlar