Muhalefet, Merkez Bankası'nın kararını +Gerçek'te değerlendirdi: Çelişkili işler yapılıyor
+GERÇEK - Gündemin Gerçekleri'ne Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, DEVA Partisi GMYK üyesi Ömer Gencal, HDP'den Prof. Erol Katırcıoğlu, CHP'den Abdüllatif Şener ve İYİ Parti'den Kalkınma Politikaları Başkanı Prof. Ümit Özlale konuk oldu.
Yayında "Merkez Bankası, bağımsız karar verebiliyor mu? Yeni ekonomi politikası Türkiye'yi nereye götürüyor? Muhalefetin ekonomide önerileri nedir?" gibi konular ele alındı.
"Safsata politikası bir ekonomi politikası oluşturduğunuzda tabii ki kuru kontrol etmeniz mümkün olmuyor" çıkışında bulunan Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, "Bizim uzun zamandan beri gördüğümüz resim şu siyasi saplantı diyebilirsiniz, siyasi inat diyebilirsiniz bir safsata para politikası yönetimi var. Türkiye’de talimatla Merkez Bankası faizlerini düşürebileceğini bu düştüğü zaman piyasadaki faiz koşullarının ya da bizim tabirimizle piyasadaki sıkışmanın gevşeyebileceğini, bunun üretime yatırıma dönüşebileceğini zanneden bir siyaset var. Türkiye’de son 3-4 aydır bir faiz indirimi süreci içindeyiz. Ama bu faiz indirimi süreci içinde hazine faizi 8 puan artmış, kredi faizleri neredeyse 10 puan artmış. Karşı karşıya kaldığımız resim şu bir yandan faizi düşürdüğünü iddia eden ve Merkez Bankası faizini düşürerek piyasada bir bolluk sağlayabileceğini düşünen bir cahil ekonomi yönetimi var. Bunun karşısında da piyasanın gerçekleri var. Bunun yarattığı etkiyi biz tabii ki son zamanlarda kur üzerinde gördük. Böyle safsata politikası oluşturduğunuzda tabii ki kuru kontrol etmeniz mümkün olmuyor" yorumunda bulundu.
‘DÜNYANIN EN YÜKSEK 8’İNCİ ENFLASYONUNA SAHİBİZ’
Türkiye ekonomisinin Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerle aynı masada konuşulmadığını hatırlatan, Özcan şöyle devam etti: "Sözde faizleri düşüreceğiz derken ciddi bir faiz artışına neden olduk. Kurları patlattık ve işin daha da kötüsü hem bugün ki enflasyonu, hem de daha önemlisi beklenen enflasyonu çok ciddi bir şekilde arttırdık. Muhtemelen birkaç ay içerisinde Türkiye’de TÜFE enflasyonunun yüzde 50’nin üzerine çıktığını göreceğiz. İktidara yakın televizyonlarda Almanya, İngiltere, Fransa vs. karşılaştırması yapıyorlar. Bizim aynı masalarda konuşulmuyoruz çok eskiden beri. Şu enflasyonla bile dünyanın en yüksek 8’inci enflasyonuna sahibiz. Komşularımızda Suriye, Lübnan vs. Türkiye bu ligde artık maalesef. Bir safsata politika nedeniyle para politikası iflas etmiş. Bunun ciddi bir kur yansıması olmuş, olumsuz anlamda ciddi bir enflasyon beklentisi yansıması olmuş. İşin kötüsü artık kamu maliyesini de bozan bir sistematikle karşı karşıyayız."
‘HERKES SEFALETTE EŞİT HALE GELDİ’
DEVA Partisi GMYK Üyesi Ömer Gencal, Erdoğan’a bir miktar parayla iki ay geçinip bir kıyas yapmasını tavsiye ederek "Özellikle cumhurbaşkanının bir ay Saray’dan çıkıp normal bir vatandaş gibi benzinini kendisinin alması, ekmeğini kendisi alması, pazar alışverişini kendisi yapması böyle bir alıştırma yapıp, ondan sonraki ayla bir karşılaştırma yapmasını tavsiye ediyorum. Bir iki ay böyle bir yaşam sürdürdükten sonra ne oluyor görmesi lazım. Kendisine bir miktar para da verilmeli. Mevcut koşullarda neredeyse bütün ücretler asgari ücrete yakın 4 bin 250 lira civarında. Herkes sefalette eşit hale geldi. Bugünkü para politikası toplantısından hiçbir şey beklemiyorum. Bu toplantıda bol bol çay kahve içmişlerdir kendilerine afiyet olsun demek istiyorum. Yukarıdan gelecek kararı bekliyorlar şuanda. Zaten Bakan Nebati bu konuda belirli bir sinyal verdi. Burada pas geçeceğiz dedi ama pas geçseler ne olur sıfıra indirseler ne olur? Mevcutta yapılmış olan zamlar minimumsa önümüzde gelecek yeni zamlara milleti hazırlıyorlar diye düşünüyorum ben. Allah daha beterinden korusun" dedi.
‘EKONOMİ CAHİLİ ORDUSUNUN VERDİĞİ KARARLARIN MALİYETİNİ ÜLKE OLARAK ÖDÜYORUZ’
İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Prof. Ümit Özlale, "Bağımsız bir Merkez Bankamız yok bu sebeple dirayetli, enflasyonlar mücadele edebilecek bir adım atılmasını da beklemiyorduk zaten. Belki hemen şöyle birkaç cümle edebilirim. Eylül ayında yeni bir ekonomi modeline geçtik. Bundan sonra döviz arttı, faizler rekor şekilde arttı, enflasyon yükseldi. Biz bu modele neden geçtik? İnsanın aklına bu soru geliyor. Zaten bir dış finansal açığı var. Ülkede maalesef bakan dış finansal gereğini cari açıktan ibaret olmadığını anlayamıyor. Bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman tamamıyla bir ekonomi cahili ordusunun verdiği kararların maliyetini ülke olarak ödüyoruz" tepkisinde bulundu.
‘BAKAN NEBATİ'NİN ÖNGÖRÜSÜ 2023’ÜN SONUNA KADAR’
Ekonomik kötü gidişatın, hükümet el değiştirse bile muhalefetin iktidara gelmesinin ardından da devam edecek kadar sorunlu hale getirilmesinden yakınan HDP İstanbul Milletvekili Prof. Erol Katırcıoğlu, "Türkiye ekonomi politikasının sorunları ilerde iktidar el değiştirdikten sonra bile reformlarla çözülebilecek noktayı çoktan aştı. Şuanda vatandaşlarına eşit davranması gereken bir devlet aygıtı artık ortadan kalkmış durumda gibi gözüküyor. Dolayısıyla piyasa, ekonomi vs. bunların hepsini bırakmış durumdalar. Sadece piyasaya uyumlu bir takim enstrümanlar getirmeye çalışıyorlar. Bunların bir kısmı söylediklerinden çok daha farklı nitelikte. Benim gördüğüm kadarıyla yeni ekonomi programı dedikleri program çok ilginç bir program. Aksi bir program yani faizleri arttırma yönünde önerilen program gerçekten de bir anlamda resesyona girecek bir Türkiye tablosu çıkaracaktır ortaya. Artı faizleri yükselterek kurları da kontrol etmekte acizler. Çünkü yabancılar getirdikleri dolarları aldılar gittiler. Bütün bunların sonucunda hükümet tersten bir yola girdi. Bu kulvarın başarısını kısa vadede görme gibi bir imkan yok ama görüldüğü kadarıyla Nebati’nin dün söylediğine göre, 2023’ün sonuna kadar iyi geçeceğini söylüyor. Doğrusunu isterseniz olumlu bir sonuç almalarına imkan yok" ifadelerini kullandı.
‘HÜKÜMET ÇELİŞKİLİ İŞLER YAPIYOR’
İktidarın sistematik bir ekonomi politikasının olmamasını eleştiren CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, "Hükümet çelişkili işler yapıyor, zıt politikalar oluşturuyor. Sistematik bir program yok. Her politika faizi indiriminde kurun yükseldiğini gördüler. Bunu defalarca test ettiler. 4 kez bunu yaptılar ve her seferinde kur yükseldi. En son 4’üncü kez yapacakları zaman uyarıldılar fakat dinlemediler yine kur fırladı ve 18’i aştı. Arkasında piyasaya döviz sürmek suretiyle bugün 13 düzeyinde seyrediyor. Sürekli olarak kuru yükselten hükümet bunu iç-dış güçler yaptı diyerek uyaranları suçladılar, bütün hocalardan davacı oldular. Bir taraftan kur artıyor bir taraftan enflasyon artıyor. Bu sefer de başka politika araçlarını kuru düşürmek adına kullanmaya başladılar. Piyasaya döviz pompaladılar. Bir endişe duyuyorlardı zaten. Ben de politika faizini düşüreceklerini düşünmemiştim. Nitekim sabit kaldı" değerlendirmesinde bulundu.
