Olaylı aşklara tansiyon ilacı

Tamam da bu ilaç neyin nesi oluyor? Bu da 'yetişkin' saydıklarımızın hayatı nasıl gördüklerinin anlamlı bir komedisi değil mi?

Geçenlerde elime, sihirli, korkmuş, heyecanlı, yorgun kalplerimizin esrarını çözdüğünü ve bu kalplerimizi iyileştirdiğini iddia eden bir ilacın broşürü geçti. Bu bir tansiyon ilacıydı. Prent adı verilen bu ilaç, doktorun "tatlı bir sohbeti"nden sonra verilmeliydi…

Broşürün ana başlığı şöyle: "Engellenmiş Kaçak." Pratikte geniş bir kullanım sahası olan bu modern tansiyon ilacını şu özelliklere sahip kişiler kullanmalıydı: "Telaşçı, kontrolsüz davranışlara eğilimli, sinirli, nemli elli, ‘Sararan’ (bu sararan, neden tırnak içine alınmış çözemedim) daima tetikte, alıngan, silik, korkak, sorunlardan kaçan, problemli durumlardan sıyrılmaya çalışan, efendi görünümlü, olaylı aşkları seven, giyimi gösterişsiz, öğretici pozda, tartışmalarda tarafsızlığı yeğleyen, odaya girmektense çıkmayı tercih eden, fobik tepkilere eğilimli."

Broşürün üzerindeki resimde birtakım tavşan suratlı ama efendi görünümlü, iyi giyimli "Engellenmiş Kaçak"lar peş peşe duran dev aynalarının ardına gizlenmişler ve etrafa korkuyla bakıyorlar. Bu tavşan suratlı adamlar iyi giyimliler ama hepsinin kalbi "nevroz" olmuş. Sinirlenmekten yorulmuş, korkulardan heyecan içinde kalmış…

"Engellenmiş Kaçak"lar hakkında yazılanları okurken aklıma John Berger’in, "Bir Zamanlar Europa’da" adlı kitabında söyledikleri geldi: "Çocukluğumda yetişkinlerin hayatlarının nasıl olduğunu anlatsalar, inanmazdım. Bu kadar tamamlanmamış olabileceğine kesinlikle inanmazdım. Gençken bizden yaşlı olanlarda öylesine fazla yetki ve güven vehmederiz."

Ne kadar doğru. İnsanlar ne denli yetkili ve güvenlikli olurlarsa olsunlar, o kadar "tavşan suratlı" oluyorlar. Tamamlanmamış ve belki de hiçbir zaman tamamlanamayacak olan bu hayat eskizlerinde, "güven" ve "yetki" imajı öylesine tuhaf ve komik oluyor ki…

Tamam da bu ilaç neyin nesi oluyor? Bu da "yetişkin" saydıklarımızın hayatı nasıl gördüklerinin anlamlı bir komedisi değil mi?

Doktor, bir kaşı yukarıda, dudaklarında alaycı, zeki bir gülümseme, hastasına alçak bir ses tonuyla soruyor: "Aşklarınız olaylı mıdır? Alıngan mısınız? Tanışmalarda tarafsızlığı mı tercih ediyorsunuz?" Hasta ya da "Engellenmiş Kaçak", elleri terlemiş, sararmış, bir an evvel bu doktorun yanından çıkmayı düşünüyor. Çaresiz, "Evet," diyor. Doktor, bu yanıtı baştan beri biliyor ve hiç düşünmeden söylüyor. "O zaman, Prent alacaksınız. Prent en modern tansiyon ilacıdır…" "Engellenmiş Kaçak" telaşla odadan dışarı çıkıyor.

Bu "Engellenmiş Kaçak"ın o denli evrensel özellikleri var ki etkilenmemek, dahası bu özellikleri insanın kendisine vehmedip alınıp üzülmemesi elde değil. Prent, sizi birkaç yerden kıskıvrak yakalıyor.

Ben de konuyu o zamanki sevgilime açtım: "Böyle böyle," dedim. "Aşklarıyla olay çıkaranları teskin eden, düzelten bir ilaç çıkmış, ne dersin, kullanayım mı? Son günlerde neden olduğum olaylar yüzünden ikimiz de çok yıprandık. Belki de bu ilaç iyi gelir. Ben de sen de rahatlarız…"

"Saçmalama, ben seni bu hâlinle seviyorum. Hem olaysız aşk mı olur?" dedi sevgilim.

Kadınlar çoğu kez anlaşılmaz oluyor!

Kontrolsüz ve korkak olduğumdan şikâyetçi olan babam da beni ve tüm sorunları bu dünyada bıraktı ve veda etti hayata.

Odaya girmektense, çıkmayı tercih eden hâlimi çalıştığım iş yerimin patroniçesi öteden beri seviyor sanıyorum. Bu yüzden ikide bir, "Sen, ne efendi bir çocuksun!" diyor bana…

Bu Prent denen ilaç, kullandığım takdirde benim bütün dengelerimi altüst edecek özelliklere sahip. İşin içinde sevgiliden olmak da var üstelik. Hem şu aralar, kendime yeni dengeler kuracak gücü bulamıyorum kendimde.

Ben "Engellenmiş Kaçak"lığımı şimdilik seviyorum ve hayatlarını tamamlayamamış yetişkinlerin ukala ilaçlarına da inanmıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi