Peker'in iddiaları ve Almanyalı Osmanlılar: 'Külünk'ün varlığı suç örgütü ve siyaset arasında bağ kuruyor'

Peker'in iddiaları ve Almanyalı Osmanlılar: 'Külünk'ün varlığı suç örgütü ve siyaset arasında bağ kuruyor'
Gazeteci Elmas Topçu Sedat Peker'in itirafları sonrası yeniden tartışılan Almanyalı Osmanlılar örgütüne ilişkin Artı TV'de değerlendirmelerde bulundu.

ARTI GERÇEK- Gazeteci Elmas Topçu Sedat Peker'in açıklamaları sonrası tekrar gündeme gelen Almanyalı Osmanlılar ve örgütün siyasi bağlantılarına ilişkin, "Şunu unutmamak lazım Sedat Peker gibi insanlar bu tarz örgütleri Metin Külünk olmadan da rahatlıkla destekleyebilir. Külünk'ün varlığı burada önemli, suç örgütü ile siyaset bağını kuruyor" dedi.

Suç örgütü lideri Sedat Peker'in açıklamalarıyla gündemde olan Metin Külünk'ün ismi, suç örgütü olarak kabul edilen Almanyalı Osmanlılar soruşturmasında geçmişti. Peker, Külünk'ün örgüte para verdiğini iddia etmişti. 

Artı TV'de yayınlanan Medya Cebe ile Dünya Aktüel programına konuk olan gazeteci Elmas Topçu Almanya'da yasaklanan Almanyalı Osmanlılar'ı ve Türkiye ile ilişkilerini değerlendirdi. 

'ALMANYALI OSMANLILAR 2016 YILINDA ALMANYA'DA YASAKLANDI'

Almanyalı Osmanlılar örgütünün ne zaman yasakladığına dair bilgi veren Topçu, "2018 yılında Mart ayında bu örgüte Almanya'nın farklı eyaletlerindeki teşkilatlarına yönelik operasyon düzenlendi. Yaz aylarında da Federal İçişleri Bakanlığı bunları 'suç işleyen bir yapılanma ve kamunun zararına teşkil eden bir yapılanma' olarak yasakladı. O zaman İçişleri Bakanlığı yaklaşık 300-400 civarı üyesi olduğunu ve yaklaşık 16 kentte örgütlü olduğunu açıkladı" dedi. 

TELEFON GÖRÜŞMELERİ: ALMANYALI OSMANLILAR, KÜLÜNK, ÇAVUŞOĞLU, ERDOĞAN

Almanyalı Osmanlılar'ın yapısını, Türkiye ile ilgili siyasi bağlantı iddialarını, haklarında açılan dosyalarda geçenleri ve örgütün faaliyetlerini anlatan Topçu örgüte dair şu bilgileri verdi: 

"Biz siyasi bağı üzerinden tartışsak da dünyanın diğer bölgelerinden de tanıdığımız şekilde organize çetecilik yapıyorlar. Bunların başında uyuşturucu, kadın ticareti, fuhuşa zorlama, gasp, tehdit, adam yaralama, şantaj var yani normal suç çetelerinden bildiğimiz suçlar bunlara da yöneltiliyor. Zaten bunların kurulduğu kentin bulunduğu Hessen Eyaleti Emniyet Teşkilatı bu grubun hızlıca üye sayısı artırmaya başlayınca -2014'ün sonu 2015'in başı gibi- izlemeye başlıyor ve yaptıkları suçlar nedeniyle gizli takibe alıyor, telefonlarını dinliyor.  Tesadüfen 1 Haziran 2016 akşamında yani Alman Federal Meclisi'ne Ermeni Soykırımı Tasarısı'nın gelmesinin ve kabul edilmesinin beklendiği o günlerde Berlin'de gösteri düzenlenmiş ve o akşam da tesadüfen Almanyalı Osmanlılar o gösteriye katıldığı için telefonları dinleniyor ve telefonları dinlenirken Almanya'daki Türkler'den sorumlu milletvekili olarak anılan Metin Külünk'ün telefon konuşması polislerin radarına giriyor. O görüşmede Külünk kısaca Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile selamlaşıyor. Sonra Çavuşoğlu telefonu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a veriyor. Daha sonra bu görüşmeyi deşifre eden insanlar kulaklarına inanamıyor. Korkunç, çete suçlarıyla takip ettikleri örgütün, yaptığı  telefon görüşmesinin bir tarafında vekil, Dışişleri Bakanı ve bir tarafında da Cumhurbaşkanı bulunuyor. Haliyle bu insanların da telefonunu dinlemiş oluyorlar. Dolayısıyla Külünk ile Almanyalı Osmanlılar arasında böylelikle bir bağlantı kurulmuştu. Daha sonrasında Külünk hakkında Darmstadt Savcılığı da bir soruşturma başlatıyor. Bu da muhtemelen İsviçre'den ısmarlanan daha sonra Koblenz'da teslimatı yapılan silah satışıyla bağlantılıydı. Belki de Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) üzerinden bağlantı kuran Almanyalı Osmanlılar ile ilişkileri ayarlayan kişi nezdinde de yürütüldüğü söylenebilir. Dosyalar kamuoyuna açıklanmadığı için detaylarını bilmiyoruz, sadece davadan kamuoyuna yansıyanlardan biliyoruz. Derken 2018 yılında bu yapının 8 üyesine karşı Stutgart'ta dava başladı. Bir sene civarı sürdü bu dava. 2019 Ocak ayında sonuçlandı 2 tanesine de 6 yıl ile 6 ay ile 3 yıl 4 ay hapis cezası verilmişti. Geriye kalanlar da tecilli olarak cezalandırıldı. Diğerlerinden birinin Türkiye'ye kaçtığı iddiaları vardı. 7 kişinin mahkumiyeti söz konusu. Unutmamak lazım teşkilatın o zaman dünya başkanı sayılan Mehmet Bağcı sadece tecilli ceza alarak kurtuldu. Bağcı'nın Külünk ile bağlantılı olduğunu biliyoruz. Fotoğraflarından, paylaşımlarından da Türkiye'ye gittiklerini görüyoruz. Hatta orada onunla bu mahkemede mahkum edilen Selçuk adlı onun yardımcısı ile İlnur Çevik ile fotoğrafı var. Orada Çevik gömleğinin içine gri bir tişört giymiş üzerinde de Almanyalı Osmanlılar logosu var. Aralarında siyasi bir bağ olduğu hissi o dönem çok oluşmuştu. Mahkemenin ilerleyen dönemlerinde olayın siyasi boyutu çok aydınlanmadı. Hakimler onlara dair kararı açıklayınca da 'bir siyasi boyutu var ama elle tutulur yüzde yüz kanıtlanacak bir durum olmadığı için burada mahkum edilemiyor' dediler. Bir siyasi bağı var diye hatırlıyorum ben hakimin o günkü açıklamalarından."

'SİYASİ BAĞ VAR FAKAT ASIL AMAÇ ÇIKAR SAĞLAMAK'

Örgütün tipik bir suç örgütü olduğunu, siyasi bağlarının yüzde yüz ortaya çıkarılamadığını bu sebeple de olayların tam aydınlanamadığını söyleyen Topçu, "Bunlar tamamen bildiğimiz tipik organize suç çetesi. Gözünüzde canlandırmanız için söylüyorum; Almanya'daki polis ve istihbarat yüzde yüz takibe almadı. Bu adamlar takibe alınmaları için siyasi- ideolojik bir yapı içinde yer almalılar. Ama bunlar çıkar amaçlı suç teşkilatı kurmuşlar. Siyasi ya da ideolojik yanları elbette var. Ülkücü - Milliyetçi ve Türkiye'deki iktidara yakın oldukları ortada ama amaç sadece o değil. Amaç çıkar sağlamak. Metin Külünk'ün doğrudan para verdiği o parayla da silah alındığı kanıtlanabilseydi bir şeyler olabilirdi ama bu kanıtlanamadı. Organize suç ile bağlantılı ve yeraltında gerçekleşen pek çok olay kanıtlanamıyor. İfadelerinde ya birbirilerini suçluyorlar ya da çoğu zaman susuyorlar" dedi.

'GEÇMİŞ BİR DOSYA OLARAK GÖRÜLMEMELİ'

Almanyalı Osmanlılar'ın faaliyetlerinin yasaklanmasına rağmen gerçekleşen bir polis baskınından bahseden Topçu bunun geçmiş bir dosya olmadığını devam etmesi gereken bir dosya olduğunu söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Almanyalı Osmanlılar davası tamamlandı ve faaliyetleri yasaklandı. Ama buna rağmen örgüte yönelik bir polis baskınında Almanyalı Osmanlılar üyesi olduğu söylenen bir kişinin evine yapılan baskında bir kişi Alman polisi tarafından öldürüldü. O öldüren polise yönelik açılan dava tutanaklarında, 'polise gelen ihbarda bu kişinin paylayıcı bulundurduğu ihbarları vardı, polis de içeriye girdiğinde bir ışık görüyor ve birden bire silahını ateşliyor ve o kişi hayatını kaybediyor' denildi. Ben orada bu ihbarın kim tarafından yapıldığının aydınlatılmadığını düşünüyorum. Belki de kendileri birbirilerini bitirmek için yapıyor. Almanyalı Osmanlılar yasaklandığı halde parça parça da olsa faaliyetlerine devam ediyorlar. Bu geçmiş bir dosya olarak görülmemeli, açılmış ve virgül konulmuş bir dosya olarak görülmeli."

'KÜLÜNK'ÜN VARLIĞI ÖNEMLİ'

Suç örgütü lideri Sedat Peker'in açıklamalarına değinen Topçu, "Peker'in yaptığı açıklamalar çok ciddi şüpheleri tekrar gündeme taşıdı. Neydi bunlar? Peker, Külünk'ün ricası üzerine 'Almanya'daki bazı derneklere yardım ettim para yolladım iyi çocuklar onlar' dedi. Burada iki ihtimal var eski adıyla UETD şimdiki adıyla UİD belki onlara gitti paralar. İkinci ihtimal de Almanyalı Osmanlılar'a geldi. Şunu unutmamak lazım Peker gibi insanlar bu tarz örgütleri Külünk olmadan da rahatlıkla destekleyebilir. Külünk'ün varlığı burada önemli, suç örgütü ile siyaset bağını kuruyor. Bu açıklama sonrasında Almanya'da da hukuki sürecin tekrar gözden geçirilmesi gerekir. Gelişmeleri yakından takip edeceğiz. Bakalım savcılar harekete geçecek mi, dava yeniden açacak mı, göreceğiz" dedi. 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar