ZagezurMUŞ gibi diplomasiyMİŞ gibi

Alanım olan Türkiye-Ermenistan ve Ermenistan-Azerbaycan ve Karabağ'da olanlara eğileceğim bu yazıda.

Antalya diplomasi forumu dünyanın bu alt üst olmuş döneminde en çok, kendini bir şey yapıyormuş gibi gösteren Türkiye ve dışişleri bakanlığına yaradı gibi gözüküyor.

Sadece gözüküyor tabi.

Gibi yapmak zaten yeni jenerasyonun en iyi bildiği şey. İnsta, tiktok, face postları ve influenser'lar havada uçuşurken, devletler de bu akımı iyi takip edip zaten hakikatte yatıkları 'mış gibi' yi bir de sosyal medyada görsellendiriyorlar. 

Macron, Ukrayna krizine müdahale ediyorMUŞ gibi yapıyor. Ama ambargo zamanında Rusya'ya silah satmaktan çekinmiyor.

Türkiye, Ukrayna'ya silah satmıyorMUŞ gibi yapıp bayraktar gönderiyor.

Hani Ethem Sancak'ın bilmiyorMUŞ gibi yaptığı gibi...

Ya da iktidarın "ne amaçla kullanılacağını bilmiyorduk" deyip bayraktarları kendisi üretmeMİŞ gibi.

Aslında forum olurken, orada çözüm aranan çatışmalı alanlarda bu -miş ve -muş'lu sosyal medya postlarından çok daha gerçek şeyler oluyordu.

Ben alanım olan Türkiye-Ermenistan ve Ermenistan-Azerbaycan ve Karabağ'da olanlara eğileceğim bu yazıda.

Türkiye ve Ermenistan dışişlerinin görüşmeleri birlikte bir fotoğraf vermek için birebir idi. Bu, Ermenistan için içeride ve dışarıdaki diasporaya mesajı verdi. 

Zaten diaspora da hemen tepkisini gösterdi. "Bu diplomatik yöntemi kabul etmiyoruz" açıklaması yaptı Amerikan Ermeni kongresi.

Mirzoyan ve Çavuşoğlu'nun basına ayaküstü verdiği demeçten anladığımız bir başka nokta ise Ermenistan Türkçe'yi, Türkiye'nin Ermeniceyi anladığından çok daha iyi anlıyor.

Çavuşoğlu ülkesinin ve kendisinin sosyal medyadaki yüzünü düzeltmeye çalışırken, sanki Antalya'daki forumda Rusya Ukrayna gibi gündemleri çözeceklermiş gibi davrandı. Ermenistanla ilgili de beklenti yükseltti. Ancak aslında diplomatların bir arada masada oturmaları bile böyle bir dönemde şanstı.

Zaten gördünüz hiçbir görüşmeden de düzgün bir sonuç çıkmadı. Ama belki de amaç buydu.

Sadece görüntü vermek...

-Miş gibi yapmak.

Öte yandan Ermenistan ve Azerbaycan arasında ciddi gelişmeler de olmuyor değildi.

İlk olarak; 

Antalya'da diplomasi forumu olurken Ermenistan'ın yeni Cumhurbaşkanı seçildi.

Vahakn Khatchatryan, veya Türkçe okunuşa uygun şekliyle, Vahakn Haçaduryan. 

(Ermenice: Վահագն Գառնիկի Խաչատուրյան) 

1959 doğumlu. Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan zamanında danışmanlık yapmıştı. 

1992-1996 arasında Yerevan Belediye Başkanlığı ve 2021'de de Sanayi ve yüksek teknoloji bakanlığı yaptı.

Rakamları iyi okuyan bir iş insanı Haçaduryan. 

Pun TV'de Uluslar arası ilişkiler konusunda ülkeler ve Ermenistan ilişkileri üzerine ders niteliğinde bir dizi yaptı 7 ay önce. O dizi sırasında aslında AB, Rusya ve ABD'yi nasıl okuduğunu da anlatıyor.

Paşinyan kabinesine bağlı kalacak ve aynı zamanda realist çözümler üretebilecek biri.

Komşu Azerbaycan hakkındaki görüşleri sivri değil. 

Azerbaycan'ın çoğulcu demokrasi yerine otoriter bir rejimi seçtiğini ve bu hedefte de başarılı olduğunu söylüyor mesela. İyi bir şey değil ama bu alanda hedefi yakaldıklarını düşünüyor. Pettrol ve gaz'ın bir ülkeyi ayakta tutabilmek için yeterli olmayacağı yönündeki görüşleri, Norveç kalkınma sistemini öven sözleri mevcut.

İzlemek isteyenler için: 

Zangezur 5 km İran'a mı kaydı?

İkinci olarak;

İran Yol Bakanı Rostam Ghasemi geçtiğimiz hafta Azerbaycan'ı ziyaret etti. Bu ziyaret sırasında Azerbaycan ve İran, Nahçıvan'a İran toprakları üzerinden bir "yol" yapımı konusunda memorandum imzaladılar.

Haberi:

Bu memoranduma göre, Ermenistan sınırının 5 kilometre güneyinden yol, boru hatları ve enerji hatları ile tren yolu geçecek.

Bu iki soruyu gündeme getiriyor.

Zangezur'a ne oldu?

Azerbaycan, Zangezur Koridoru ile Laçin koridorunu sürekli birlikte gündeme getiriyordu. "Zangezur yoksa, Laçin de yok!" deniyordu.

Ermenistan'daki bazı analistler şimdi Azerbaycan'ın bölgedeki tansiyonu yüksek tutmak için "Zangezur'u vermedikleri için İran'dan geçiyoruz o zaman Laçin de yok" bağlamında bir adım atmış olabileceğini düşünüyorlar. 

Ancak diğer yandan bu Azerbaycan'ın "Zangezur koridoru" denen bölgenin Ermenistan'a ait olduğunu tanıdığı gibi de okunabilir.

Ya da Zangezur yerine alternatif yol aradığını.

Zira, Laçin'in de alternatifi var.

Nikol Paşinyan ateşkesin hemen ardından Stepanakert'e bir yol yapılacağını duyurmuştu.

Bu yolun projesine başlandı bile.

Eğer bu yol çalışmaya başlarsa, Azerbaycan ve Ermenistan Laçin ve Zangezur olmadan ve birbirlerinin 'toprak bütünlüğünü' tanır vaziyette istedikleri almış olurlar.

Ancak...

Ermenistan bu durumda kendi topraklarından geçen 'koridor'da giriş ve çıkışlarda vergi, gümrük ve kontrol talebini kaybetmiş olacak.

Azerbaycan - Nahçıvan ve Türkiye arasında inşaa edilen enerji hattının da dışında kalacak. Bu yol aynı zamanda Ermenistan'ı Rusya'ya da bağlayacaktı.

Oradan da Ermenistan baypas edilmiş olacaklar.

Bir anlamda ticari izolasyon devam ediyor olacak.

Zangezur krizinin diğer yüzü de bu.

Türkiye'nin Ermenistan'a bu demiryoluna ulaşma hakkı vermesi durumunda Türkiye ile Ermenistan, ticari olarak Azerbaycanla olduğundan daha sıkı bir ilişki içine girmiş de olabilir.

Rusya'nın istediği gibi enerji ve ulaşım hatların aktive edilmesi, teorik anlamda gerçeklemiş olsa da, pratikte Ermenistan'ın tek kazancı Zangezur'u vermemek için koridor ticaretini İran'a satmış olması var.

İran şehircilik bakanlığı açıklamasında Azerbaycanla yapılan memorandumun sadece bir yol olduğu vurgusunu yapsa, koridor lafını kullanmasa da, bu anlaşmadan karlı çıkan İran...

Azerbaycan Ermenistan boru hattını tamir ediyor

Üçüncü olarak ise;

Karabağ'da Stepanakert'te bir haftadan beri süren enerji krizinin bu forumun hemen ardından çözülmüş olması. 

Forum sırasında Ermenistan ve Türkiye dışişleri bakanlarının görüşmesinden memnuniyetini dile getiren Azerbaycan tarafı, birkaç hafta önce çatışmalar sırasında hedef aldığı Ermenistan'dan Stepanakert'e giden doğal gaz boru hattını tamir etmeye başladı.

Evet Karabağ'da sınır bölgelerinde halen çatışmalar sürüyor. Durulmuş değil.

Halen Azerbaycan tarafından sınırdaki Ermeni minibüsleri kurşunlanıyor ve yaşam hakkı tanınmaması için psikolojik bir şiddet uygulanıyor.

Rusya Barış gücü de bunun tanıklığını yapıyor.

Örneğin Karabağ'ın Rus Barış gücü tarafından korunan sınır bölgelerinden biri olan Taghavard Köyü'nün hemen karşısındaki Azerbaycan askeri bölgesinden hoparlörlerle her gün marşlar ve milliyetçi şarkıların çalınmasının yanı sıra, kulakları sağır edecek yükseklikte Ermeni köylerine karşı Azerice propaganda yayınları yapılmakta ve Ermeniler aşağılanmaktaydı.

Buna karşı Taghavard köylüleri de hoparlörlerden Ermenice şarkıların sesini sonuna kadar açarak yanıt verdiler.

Video:

14 Mart'ta kadar süren bu psikolojik şiddet Rus Barış gücünün araya girmesi ile sonlandı. İşte aynı günün sonuna doğru da Azerbaycan bir hafta önce bombaladığı ve Karabağ'daki insanları elektriksiz ve gazsız bırakan enerji santraline giden boruları tamir etmeyi kabul etti.

Diyeceksiniz ki neden önemli.

Şundan:

1 Eğer Azerbaycan Karabağ benimdir diyorsa, gazı ve elektriği aslında kendisi vermeli.

2 Bunu yaparsa Karabağ halkı daha da kendisine bağımlı olurdu. Çünkü diktatörlükte enerjinin iktidarın isteğine göre kesilmesi ve insanların mağdur edilmesi mümkün. Yani Aliyev rejimi bir sabah kalkıp Karabağ'dakileri soğuktan öldürmeyi de emir verebilir.

3 Aliyev savaş sırasında BBC'deki röportajlarından birinde "Karabağlılar da bizim vatandaşımızdır" demişti. Bu aslında bağı kurmak için bir fırsat da olabilirdi. O gaz hattını tamir etmek yerine Azerbaycan'dan bir yıl veya kriz çözülene kadar ücretsiz gaz veriyoruz denseydi, Stepanakert savaşın bittiğine biraz daha inanabilirdi. Hoş her gün sınırda kurşunlar uçuşurken biraz zor.

4 Tamiri kabul edilen boru hattı Ermenistan'dan geliyor. Yani Azerbaycan Ermenistan'dan Karabağ'a enerji girişini sağlamak için hattı onarmış oluyor. Dolayısı ile bir anlamda buradaki insanların Ermenistanla ekonomik ve devletsel bağını da tanımış oluyor.

Sonuç olarak Karabağ şimdi Ermeni gazı ile ısınıyor... 

İşte bölgede geçen hafta -MIŞ gibi olmayanlar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aris Nalcı Arşivi