Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutan sergi: Cem, Cemaat, Cemiyet

Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutan sergi: Cem, Cemaat, Cemiyet
İrfan Yavru'nun Türkiye'nin yakın tarihindeki toplumsal travmalara ışık tutan “Cem, Cemaat, Cemiyet” sergisi, 11 Mayıs’a kadar Karşı Sanat’ta ziyaretçilerini bekliyor. Ressam, travmalar üzerinden toplumsal kesimlerin birbirine yakınlaşmasını amaçlıyor.

Artı Gerçek - Ressam İrfan Yavru’nun ülke tarihinde meydana gelen acı ve tramvatik olayların fotoğraflarını, fırçasıyla yeniden tasvir ettiği “Cem, Cemaat, Cemiyet” adlı resim sergisi Beyoğlu’nda bulunan Karşı Sanat mekanında ziyarete açıldı.

Özellikle 1915 Ermeni Soykırımı, 15 Temmuz darbe kalkışması, 2017 Amed Newrozu’nda polis tarafından katledilen Kemal Kurkut’un katledilme anı gibi olaylara yer veren sergi, toplumsal hafızayı diri tutmayı amaçlıyor.

Dersim Katliamı'nda öldürülen Seyit Rıza, 27 Mayıs darbesiyle öldürülen Adnan Menderes, 1972'de idam edilen Türkiye 68 hareketinin devrimci önderlerinden Deniz Gezmiş, sürgünde vefat eden müzisyen Ahmet Kaya ve 2007'de katledilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink gibi isimleri de sergisine taşıyan Yavru, söz konusu resimlere eklediği her imge ile bir döneme ışık tutuyor.

AHMET KAYA VE SEYİT RIZA

Ahmet Kaya portresinde, Kaya’nın 1999’da katıldığı bir ödül töreninde “Kürtçe kaset çıkaracağım” demesinin hemen ardından salondakiler tarafından fırlatılan çatal, bıçak detayını tualine işleyen Yavru, 1937-1938 Dersim isyanı liderlerinden Seyit Rıza’yı resmettiği bir diğer portresinde ise, Dersim Katliamı’nda yer alan askerlere Mustafa Kemal tarafından verilen Atatürk imzalı madalyayı tablonun birçok noktasına işliyor.

irfan-yavru-dan-cem-cemaat-cemiyet.jpg

Fotoğraf: Ayşegül Özbek/ Nadire Mater - bianet

ERMENİ SOYKIRIMI:1915-2007

Ermeni Soykırımı’nı da tualine taşıyan Yavru, “1915-2007” adını verdiği soykırım tablosunda Toros Dağları Bölgesi’nde kucağında ölen çocuğunu taşıyan bir Ermeni kadını resmediyor. Tabloda dikkat çeken en önemli detay ise Yavru’nun tabloya yerleştirdiği altı delik ayakkabı. Söz konusu detayda 2007’de katledilen Ermeni gazeteci Hrant Dink’in katledilmesinin hemen ardından çekilen fotoğrafına atıfta bulunarak, soykırım anlayışının arkasında yatan dinamiğin devamlılığına işaret ediliyor.

irfanyavru2.jpg

'YAKLAŞAMADIĞIMIZDA TOPLUM OLAMIYOR, KARŞIMIZDAKİNİN ACISINI ANLAYAMIYORUZ'

Mezopotamya Ajansı'ndan İbrahim Irmak'a konuşan Yavru, farklı tarihlerde idam edilen ve birbirinin karşısında duran iki politik görüşün temsilcisi olan Adnan Menderes ve Deniz Gezmi'in tablolarını yan yana sergilemesiyle ilgili, “Burada hem sağdan hem soldan çeşitli travmaları yaşamış, hepimizin de bildiği olayları resmetmeye çalıştım. Ben Menderes’in yaptıklarını benimsememekle birlikte tıpkı Deniz Gezmiş gibi idam edilerek öldürülmesinin haksızca olduğunu düşünüyorum. Yani aslında burada ifade etmek istediğim bütün bu travmalar, olaylar ve acıların altını çizip birbirimize yaklaşmamız gerektiğiydi. Yaklaşamadığımızda toplum olamıyor, karşımızdakinin acısını anlayamıyoruz” dedi.

NEDEN ‘CEM, CEMAAT, CEMİYET?

Serginin içeriği ve önemine dair konuşan Yavru, sergiye neden “Cem, Cemaat, Cemiyet” ismini verdiğini şu sözlerle anlattı: “Bu coğrafya üzerinde yaşayan çeşitli halklar ve topluluklar var ve bunlar genelde cemaat halinde yaşarlar. Cemaat derken çoğu zaman dini cemaatleri düşünürüz ama cemaat aynı zamanda kapalı topluluklar halinde yaşamayı da tarifler. Bütün bu farklı sosyolojiler ve farklı halkların ortak bir noktaya geldiği yerde ise toplum haline gelmiş oluruz. Bu ortak değerlerle olabilir. Bu ortak değerler ise önce acılarımızı, travmalarımızı karşılıklı tartışmayla başlar. Halbuki biz şimdiye kadar her cemaat kendi travmasını ve acısını kendi içinde yaşadı ve bu yüzden bir türlü toplum olamadık. Bu nedenle cemiyet toplum anlamına geldiği için böyle bir isim verdim”

kemalkurkut.webp

‘BENİ EN ZORLAYAN KEMAL KURKUT TABLOSUYDU’

Tablolarını akrilik ve yağlıboya olmak üzere karışık tekniklerle yaptığını ve ağırlıklı olarak geçmiş dönemlerde çekilen fotoğraflardan esinlenerek hazırladığını söyleyen Yavru, kendisini en çok etkileyen fotoğrafın ise Amed Newroz’unda polis tarafından katledilen Kemal Kurkut’a ait olan fotoğraf olduğunu söyledi. Yavru, “Kemal Kurkut fotoğrafı benim için çok çarpıcıydı ve bu fotoğrafı çeken gazeteci Abdurrahman Gök hâlâ yargılanıyor. Benim için en zor tabloda oydu. Hani bir ceylanın peşinde avcı vardır ya bu da öyle birşeydi. Kemal’in koşarken elinde tuttuğu su şişesi beni o kadar etkiledi ki, o suyu birçok çizime yerleştirdim. O fotoğrafı gören kim olursa olsun biraz vicdanı varsa etkilenir” diye belirtti.

İRFAN YAVRU KİMDİR?

1953 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'nden mezun oldu. 1970'li yıllarda siyasi nedenlerle iki yıl cezaevinde kaldı. 1980 darbesinden sonra illegal yollarla ülkesini terk etti. 1985 yılında İsviçre'nin Neuchatel şehrinde resim çalışmalarına başladı. İsviçre'nin Neuchatel şehrinde çalışmalarını sistemli bir hale getirdikten sonra 1987-1988 yıllarında Roma, Paris ve Londra'daki müzelerde inceleme ve çalışmalar yaptı ve 1988 yılında Paris'e yerleşti. Avrupa'nın çeşitli yerlerinde ve İstanbul'da sergiler açan sanatçı, çalışmalarını İstanbul ve Paris'teki atölyelerinde sürdürüyor.

Öne Çıkanlar