Açık tesisi açma zekası!..

Ancak Erdoğan’ı da anlamak gerek, bütün siyaset kendi inisiyatifi dışında yapılınca o da açılanları açalım projesine tutunup, yine dinen bişeyler yapmaya çalışıyor.

"Yaklaşık 1 buçuk yıldır faaliyette olan tesisimizin resmi açılışı bugüne nasip oldu"

"Tarihçilerin bir kısmı, Türk devletini ordu devlet olarak açıklar. Kültürümüzde ok ve yay siyasetten sosyal hayata zengin anlamlara sahiptir. Yayın merkezi, okun ise uç beylikleri temsil ettiği bu simgeler devlet idaresinde hakimiyet nişanesi olarak görülüyor. İstanbul'un en önemli yerlerinden birisi doğduğum, büyüdüğüm yer olduğu için gurur duyuyorum; Okmeydanı. Okmeydanı'na abdestsiz girilmiyordu. Okçuluk müsabakaları öncesi muhakkak besmele çekilir ve salavat getirilirdi. Aynı değerler tüm spor dalları ile uğraşanlar için geçerliydi."

Yukarıda yazılanlar tabi ki Recep Tayyip Erdoğan’a ait. Bu tümceleri bir cumhurbaşkanı olarak söylemek ve eylemi yapmak için nasıl bir zekaya sahip olmak gerekir bilemiyorum ama bence ciddi bir sorun var.

Açık olan bir tesisi açmak için nasıl bir zekaya sahip olunur, hiç başıma gelmediği için bilemeyeceğim ama sanırım bu tip davranışlar Erdoğan’ın Necmettin Erbakan’dan öğrendiği dersler. Erbakan bugüne değin açılmış bir tesisin açılışını yaptı mı bilemem ama bir daha açılışı hiç olmayacak fabrika yada benzerlerinin açılışlarını yaptırdığını biliyorum ve bununla da meşhurdu esasında. Erbakan ağır sanayi takıntısıyla her boş bulduğu arazide açılış yapma sevdalısıydı ve bunun için Milli Selamet Partisi’nin bir TIR’ı olduğu bile söylenir. Erdoğan, Erbakan’ın tersini yapıyor, zaten açılmış olan işletmeleri daha sonra törenle açıyor ve kendisine inanan, doğru söylediğine inananları kandırıyor.

Daha önceki toplu açılışlarda açtıklarının büyük bir çoğunluğunun açıldığı defalarca yazılınca bu kez kendi ağzından söylemiş, "Açılmıştı am bu kez ben açıyorum" diye. Açılmış açılışlar ne işine yarayacak, gerçekten merak ediyorum ama sonucunu asla öğrenemeyeceğimi de biliyorum.

Gelelim "Tarihçilerin bir kısmı, Türk devletini ordu devlet olarak açıklar." Diye devam Erdoğan’ın çelişkisine yada günümüz siyasetine. Önümüzde 2 Erdoğan var, ordunun siyasete karışmasına tamamen karşı çıkıp, bununla mücadele ettiğini söyleyen Erdoğan ve günümüzde eskiden yargıladığı ve savcılığını yaptığını söylediği Ergenekon ve onun meclisteki ayağı MHP’nin emri altında siyaset yaptığını sanan Erdoğan.

Demek ki, bizim hep söylediğimiz gibi askeri tahakküm kalkmamış ve Erdoğan şimdiki durumunu Osmanlı ve cumhuriyetin kuruluş dönemine atfen ve tarihçileri de referans alarak kabul ediyor. Esasında Erdoğan’ın bu tip tutarsızlıkları çok, uzun bir dönemini NATO’cu başbakan olarak geçiren Erdoğan şimdilerde Avrasyacı olmaya çalışıyor ama bunun kolay olmadığını anladığı için yine yelpazesini batıya döndürdü. Türkiye kendi içinde böyle bir lideri (?) kaldırabilir ama ABD, AB ve Rusya anlamakta zorlanıyor. Öyle olunca da ciddiye alınmayan bir devlet ve devlet başkanı durumuna düşüyorsunuz. Son örneği Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya toplantısı örneği, kısa süreli savaşta Türkiye’nin rolü (Olumlu yada olumsuz) hiç ciddiye alınmadığından masaya oturtulmadı, kadro dışı bırakıldı.

Ve Erdoğan bu konuşmasını "İstanbul'un en önemli yerlerinden birisi doğduğum, büyüdüğüm yer olduğu için gurur duyuyorum; Okmeydanı. Okmeydanı'na abdestsiz girilmiyordu. Okçuluk müsabakaları öncesi muhakkak besmele çekilir ve salavat getirilirdi." diye bitiriyor.

Ne demeli bilemedim ama birileri Erdoğan’a artık hem yaşadığı ülkeyi hem de 21. yüzyılda olduğumuzu, dünya yetmediği için uzayda yerleşme çalışmaları yapıldığını söylemesi ve anlatması gerekiyor. Ancak Erdoğan’ı da anlamak gerek, bütün siyaset kendi inisiyatifi dışında yapılınca o da açılanları açalım projesine tutunup, yine dinen bişeyler yapmaya çalışıyor. 2021’in ilk 6 ayı Erdoğan için son şans olabilir, yoksa Okmeydanı’na içkiyi getirebilir ama efkardan ama çaresizlikten.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi