Şiddetin değil siyasetin yanındayım
29.08.2019 - 16:04Bu sitede yazdığım son iki yazıya farklı kesimlerden olumlu ve olumsuz tepkiler geldi ve gelmeye devam ediyor. Bunun yanında yazıda eksik bıraktığım yerleri açan değerlendirmeler de var.
Bu sitede yazdığım son iki yazıya farklı kesimlerden olumlu ve olumsuz tepkiler geldi ve gelmeye devam ediyor. Bunun yanında yazıda eksik bıraktığım yerleri açan değerlendirmeler de var.
İlgili yazıda özetle söylemek istediklerimi maddeler halinde yazmam zaruri oldu. Çünkü görünen o ki, ben derdimi yeterince anlatamamışım. Tekrar deniyorum.
İçinde olduğumuz süreçte Kürt siyasi hareketi yani HDP’nin siyaseten daha çok sahiplenilmesi gerekiyor.
Türkiye’nin demokrasiden uzaklaştığı ölçüde Kürt sorununu yok sayması tesadüfü değildir. Çünkü Kürt sorununun çözecek olan demokrasinin varlığı ve derinleşmesidir.
Gelinen noktada toplumsal talepleri kamusal alanda çözen bir siyasi partiden, toplumu kendi siyasal tercihlerine göre dönüştürme çalışan bir AK Parti ile karşı karşıyayız.
Devletin bir yorumu sahiplenip, diğerlerini ikincilleştirmesi hatta onlara baskı uygulaması, bu cemaat, tarikat ve dini grupları yok etmedi. Tam tersine varlıklarını korumaya devam ettiler.
Çünkü artık yerel yönetimler sadece yerel yönetim değil, yeni siyasallaşmanın ve siyasi alanın genişlemesinin de öncüsü haline geleceklerdir.
Öyle görünüyor ki, Kuzey Ege tamamen tehdit altında. Ve buna dur demek bizim elimizde; hepimizin elinde.
Suriye politikası başından itibaren hatalıydı. Özetle 'Esad gitsin/bize yakın olanlar yönetime gelsin' politikasına kısa sürede iflas etmesine rağmen ısrar edildi.
AYM’nin bu kararı, bazı çevrelerde siyasi iktidar için bir esneme olarak okunuyor. Eğer bu teorik varsayım gerçek ise, yargının bağımsız olmadığını da kabul etmiş oluruz.