Bircan, Osman ve 19 Ocaklar
09.11.2020 - 00:032015 seçimlerinden sonra çözüm sürecini bitirmeye karar verdi, o zaman HDP bu olayların sorumlusu olduğu gerekçesiyle iktidar ve medyası tarafından hedef gösterilmeye başlandı.
2015 seçimlerinden sonra çözüm sürecini bitirmeye karar verdi, o zaman HDP bu olayların sorumlusu olduğu gerekçesiyle iktidar ve medyası tarafından hedef gösterilmeye başlandı.
Suriye’ye girildi, olmadı, Libya’da gidildi, olmadı, Ege Denizi denendi, yine olmadı. En sonunda Kafkaslar ve Karabağ meselesi göze kestirildi.
'Karabağ sorunu Kafkasya’nın geleceğini tehdit eden ve karşılıklı uzlaşmayla bir an önce çözülmesi gereken ciddi ve tarihsel bir sorundur.'
Ne ilginçtir ki muhalif kamuoyu Libya, Suriye ve Yunanistan söz konusu olduğunda resmi anlatılara gayet mesafe ile yaklaşırken mevzubahis Ermenistan ise bu mesafe bir anda kayboluyor.
Evet cunta dönemlerini aratmayacak bir otoriterlik ve baskı var ancak bu, seçim sistemindeki tüm eşitsizliklere rağmen, yine de 'seçmen destekli' diyebileceğimiz bir rejim.
Son birkaç yıldır, ama özellikle son bir yıldır denklem biraz tersine dönmüş durumda. İçeride iktidar bir anlamda kaybedildi.
Sanki bir sosyal deneyin tam ortasındaydık. Ancak sonuçları hayli ölümcül olmaktaydı.
Ancak Türkiye baştan beri tarif etmeye çalıştığımız siyaset çerçevesinde “Metsamor nükleer santralini vurabiliriz” diyen Azerbaycan'ın en büyük destekçisi konumunu tercih ediyor.
Akıllara hemen Türkiye gelse de dizi aslında çağımızın başlıca meselesi olan otoriter sağ popülizm ve 'siyasal sistem' konusunda önemli şeyler söylüyor.
Öncelikle bir ihtimal, iktidar kanadından böyle bir telkin geliyor. 'Akşamları HDP’yi enine boyuna, ince ince, kalın kalın, kafanıza göre doğrayın…'